Oruç; bir kimsenin güzel ahlâk sahibi olması, güzel huylarla kendisini süslemesi, ruhunu güzelleştirmesi, manevî huzuru elde etmesi, şehevî duygularına gem vurması, gidişatını yoluna sokması açısından vazgeçilmez bir yardımcıdır.
İnsan tövbe kapısında yıkanıp fıtratına dönmelidir. En saf, en duru en temiz hali ile Rabbine kavuşmanın hayali ile yaşamalıdır. Dünya fanidir. Ahiret bizi beklemektedir. Dönüşümüz ancak O’nadır.
Kuran okumak, gece namazı kılmak, oruç tutmak, dedikodu yapmamak, yoksulu sevindirmek, ikramda bulunmak, gönülleri hoş tutmak, güler yüzlü olmak, sadaka vermek için 11 ay beklemeye gerek yoktur. Ramazan’ı diğer aylardan ayıran camilerdeki mahyalar olmalı sadece.
Ramazan geldi, sadece Rabbe yöneleceğimiz ve her şeyimizi O’na hasredeceğimiz vakitler getirdi bize. İtikâf günleri kıymetini bilenler için Allah’a adanmış zikir ve fikir günleri olacak. Kıyamla, rükûyla, secdeyle yeniden kendimize geleceğiz.
Dinin direği olduğu bildirilen namazın huşu ve ihlasla edası adına Ramazan ayını fırsat bilmeliyiz. Ayrıca anne ve babaların ve din görevlilerinin çocukları cami ile tanıştırmaları, beraber namaz kılmak üzere onları cami ve mescidlere getirmeleri...