• Gölgede Dinlenen Yolcular

    Taha KILINÇ

  • Bir Diriliş Çağrısıdır Ezan

    Ahmet TÜRKBEN

  • Toprağın Örttükleri

    Dr. M. Şerafettin KALAY

  • Ümit İçinde Yaşamalı

    Prof Dr. M. Yaşar KANDEMİR

  • Siyer-i Nebi Dersleri 38: Müminlerin Annesi Hz. Âişe

    Mutlu Binici

Siyeri Nebi - Dersleri

Medine’nin En Güzel Günü

Resûl-i Ekrem, devesinin üzerinde şehrin sokaklarında ilerliyor, Medineli Müslümanların her biri O’nu misafir edebilmek için dil döküyor, âdeta yalvarıyordu. Sevgili Peygamberimiz ise onların hiçbirini kırmıyor, gülümseyerek şöyle buyuruyordu: “Devenin yolunu açınız, nerede duracağı ona bildirilmiştir.”

Sorularla Siyer-i Nebi

Cevap: 

Sevgili Peygamberimiz Rebiülevvel ayının 13'ü Pazartesi günü öğle vakti Hz. Âişe’nin odasında Rabbine kavuşmuş, Salı günü Hz. Ali, Hz. Abbâs, Fadl b. Abbâs, Kusem b. Abbâs, Üsâme b. Zeyd ve Şükrân (Salih) tarafından yıkanmış ve kefenlenmiştir. Efendimiz aleyhisselâm’ın mübarek naaşı daha sonra odasındaki sedirin üzerine konmuştur. Hz. Ali radıyallahu anh’ın “Rasûlullah bizim diri iken de ölü iken de imamımızdır” sözlerinden sonra Müslümanlar cenaze namazını cemaatle değil ferdi olarak kılmışlardır.

Buna göre Peygamberimizin cenaze namazını ilk önce Efendimizin en yakın akrabaları olan Hâşimoğullarının erkekleri, kadınları ve çocukları, daha sonra muhacir ve ensâr, gruplar halinde, imamsız bir şekilde kılmışlardır. Allah Rasûlünün defnedileceği oda oldukça küçük olduğu için cenaze namazı gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam etmiştir.

Görüldüğü gibi Muhammed aleyhisselâm’ın cenaze namazına 17 kişi değil Medine’de bulunan tüm Müslümanlar katılmıştır.

Esmâ i Hüsnâ

“Her türlü eksiklik ve kusurdan münezzeh olma” anlamına gelen el-Kuddûs ismi Kur'ân-ı Kerim'de iki yerde geçmektedir.

devamı / tümü

Bir Sünneti İhya Edelim

Efendimiz Cevaplıyor

Materyal Bölümü

Sorularla Siyer-i Nebi
Siyer Sözlüğü
Siyer Coğrafyası

Siyer Yıllık Planları
Bulmacalar
Siyer sınav soruları

Sahabeden Nasihatler

tümü

Peygamberler Tarihi

Hz. Musa Aleyhisselâm

Bereketli Nil Nehri bir emanet taşıyordu. Sakin sular Müslümanların umudunu yavaş yavaş nehrin kıyısındaki Firavun Sarayı’nın önüne getirdi ve ağaçların arasında görünür bir yerde durdurdu. Birileri onu fark etmişti. Koştular ve kucaklarına alarak Firavun’un karısı Âsiye’ye getirdiler.

Yazının tamamı

Peygamberler tarihiyle ilgili diğer yazılar 

Bir Hadis-i Şerif

Salâtu Selamlar

Şiirler O'nu Anlatır