Hayat, hiç ara vermeden devam ediyor ve zaman, belirlenmiş ecele doğru hızlı bir şekilde akıyor. Allah’a olan kulluğumuzun da ebediyete uzanan bu çizgide sürekli devam etmesi gerekiyor.
İslam’a ve onun getirdiği değerlere tahammül edemeyenler, Hz. Nuh’tan (a.s) beri onu yok edebilmenin veya boğabilmenin savaşını vermektedirler. Son dönemlerde gerek ülkemizde gerekse başka ...
Kur’an-ı Kerim ise kadına ve erkeğe göre ayrı ayrı değil, insanların hepsine birden hitap eden bir kitaptır. “Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri kendi yörüngesi içinde yüzer .” buyurmaktadır Allah (c.c) Yasin Suresi 40.ayette. Yani kadın ve erkek birbirleriyle karşılaştırılabilecek iki nesne değil, güneş ve ay; gece ve gündüz gibi birbirini tamamlayan fakat birbirinden farklı olan iki varlıktır.
Müslüman Kardeşler hareketi, insanların gönüllerinde çığ gibi büyüdü. Hiçbir zaman şiddete bulaşmayan ve insanlığın iyiliği için ortaya atılan bu insanlar, ışıktan rahatsız olan yarasa tabiatlı zalim tağutları rahatsız etti.
Ey üstün amel! On gecenin rahmeti: Nefisten arınılan Hac günlerinin geceleri, Kur’an’ın inmeye başlayıp da cahiliyenin bittiği “kadri” büyük on gece, bin geceden hayırlı bir gece, şahid ol!..