Peygamberimizi Sevmek
Çocukken Peygamberimizi sevmek; Hasan-Hüseyin olma özlemi duymaktır.Namaz kılarken mübarek sırtına çıkıp oyun oynamayı,dizine oturup yüzüne gülmeyi, şefkatini arzulamaktır.
Çocukken Peygamberimizi sevmek; serçesi ölen çocuk olmayı arzulamaktır. O’nun ziyaretinin mutluluğunu yaşama, O’nun sıcaklığıyla avunma özlemidir.
Çocukken Peygamberimizi sevmek; Neccaroğulları’nın kızı olma özlemidir. “Sizi canımdan çok seviyorum.”u, mübarek yüzüne haykırma arzusudur.
Çocukken Peygamberimizi sevmek; sahibinin verdiği parayı kaybedip ağlarken, O’nun himayesiyle eve dönen köle kızı kıskanmaktır.
Gençken Peygamberimizi sevmek; Fatıma olma özlemidir. “Babam peygamber diye güvenme kızım!” diye uyarılma, o babaya sahip olma, o “kızım”ı duyma arzusudur.
Gençken Peygamberimizi sevmek; Mus’ab b. Umeyr olma özlemidir. “İnananlardan, Allah’a verdiği ahdi yerine getiren adamlar vardır.”[1]ayetine O’nun ağzından mazhar olmak arzusudur.
Gençken Peygamberimizi sevmek; Taif’teki köle Addas olma özlemidir. Kimsenin olmadığı yerde, kendisine bir salkım üzümle teselli verme arzusudur.
Gençken Peygamberimizi sevmek; Ali gibi fedâkâr, örümcek gibi perdedâr, güvercin gibi vefakâr, mağaradaki dost gibi Sıddîk olma arzusudur.
Gençken Peygamberimizi sevmek; Akabe’de biat edenlere imrenmektir.
Yaşlıyken Peygamberimizi sevmek; Varaka b. Nevfel’e hayran olmaktır. O’nu kimse bilmezken bilip, nübüvvetinin müjdesini O’na verme saadetini kıskanmaktır.
Yaşlıyken Peygamberimizi sevmek; Medine sokaklarında EbûEyyub el-Ensarî’nin gururuyla yürüme arzusudur.
Hz Muhammed’i sevmek; Peygamber Mescidi’nde sohbet halkasına dâhil olma arzusudur.
Peygamberimizi sevmek; Veda Haccı’nda “Bugün size dinimi tamamladım.”[2]ayetinin çıldırtan acısını bile O’nu görmek uğruna göze almaktır.
Peygamberimizi sevmek; bu sızıya yine O’nun sözüyle çare bulmaktır:
“Beni görmediği halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi ne çok isterdim…”
SİYER-İ NEBİ DERGİSİ 26. SAYI / MART-NİSAN 2014