Ezan ile namaz arasında olan bir rüya…
Ömür namazsız ezan ile ezansız namaz arasındadır…
Doğar doğmaz ezanımız okunur kulağımıza, namazımız kılınmaz…
Öldükten sonra namazımız kılınır, ezanımız okunmaz…
Ey Örtüsüne Bürünen Peygamber Kalk Ve Uyar
Hira’da bugün, bir mutluluk var.
İlk emrin, ilk şahitçisi…
Birazdan öyle bir hal alacak ki kâinat; bütün manasızlıklar mana ile vücud bulacak…
Sene miladi 610! Ve sen kırk yaşındasın!
Kimsesiz kalmışsın ama kimsesizlerin kimsesini bulma çabasındasın…
Kırk yıllık hasret bugün burcu burcu vuslat kokmakta…
Hira’ nın bağrında ağlamaktasın.
Sevenin sevdiğine hicranının dindiği, vuslattır namaz!
Gönül sarayının temellerini oyan, sellerin önünde settir namaz!
Bir arz-ı hâl ediş, bir yardım dileyiştir namaz!
Her an siyah bir nokta yapışan kalbin, cilasıdır namaz!
Yer Medine. Hicretin 9.yılı Recep ayı.
Medine halkı Rumlarla sefer telaşında. Hava çok sıcak ve yol uzun. Bu yüzden Efendimiz hazırlıklarını güzelce yapılmasını söyledi. Zorluklarla dolu bir yolculuk. Nefislere bir bakıma ağır geliyor. Özellikle münafıkların nefsine. Hemen izin istemeye geliyorlar. “Biz burada kalalım.” diye. Tam bu sırada münafıklar için âyet nazil oluyor.