Bir memlekette çocuklar ezan sesleri ile büyüyorlarsa, bu çağrı devam ettiği müddetçe o toprağın çocuklarının tarihine, özüne ve ruh köklerine dönüşü mümkün demektir.
Hz. Muhammed
İslam Öncesi Arap Yarımadasında Sosyal Durum
Tarihçilerin çoğu Arap kabilelerini, İslâmiyetin doğuş dönemini dikkate alarak, önceki asırlarda yaşamış olup o sıralarda nesilleri kesilmiş olan kabileler ve o sırada mevcut kabileler olmak üzere iki ana gruba ayırarak incelemeyi tercih ederler. Bu taksime göre, “Arab-ı Bâide” olarak isimlendirilen birinci gruba dahil olanlar, İslâm öncesinde nesilleri tükenmiş veya diğer kabilelere karışarak isimleri
Yetim Yetime Emanet
Mümin bir annenin fedakârlığının en güzel timsalidir Enes. Ümmü Süleym, Meryem’in annesi gibi evladını Allah Rasûlü’ne adamış ve mütavazı bir şekilde hediyesini kabul etmesini yürekten dilemiştir. Allah Rasûlü de kabul etmiş, bu adayış meyvesini vermiş böylece Enes’in ve annesinin adı, unutulmayan sahabîler arasına nakşedilmiştir.
Medine İslam Toplumunun Tesisi
Medine Çarşısı yada İlk İslâm Pazarı, Hz. Peygamber’in(sas) attığı adımların en önemlilerinden biriydi. Atılan bu büyük adım Müslümanları,Yahudilere bağımlı bir halde yaşamaktan kurtarmış, sömürülmektenve pasif bir halde yaşamaktan, güçlü ve toplumdasöz sahibi olacakları bir konuma yükseltmişti.
On Sekiz Bin Âlemin Mustafa'sı
Sen kâinâtın gözbebeği, varlığın iftihar kaynağı, peygamberlerin sultanısın… Senin kıymetini en iyi bilen, seni eşsiz güzellikte yaratandır. Seni herkesten çok seven ve sana “habibim” diyendir. Sana verdiği değeri anlatmak için “Ey Peygamber! Hayatına yemin olsun” diye ömrüne yemin eden Kâinâtın Rabbidir.
Rasûlullah'ın Medine'ye Hicreti III
Şam dokuması beyaz elbiseler giyinmiş olan Hz. Peygamber (a.s.)[1] Cuma namazından sonra Benî Sâlim yurdundan Medine’ye doğru yola çıktı. Geçtiği güzergâhtaki Medineli Müslümanlar, onu (a.s.) davet ediyor ve kendi evlerinde misafir etmek istiyorlardı.
Hicreti Düşünmek
Gidilecek bir Yesribimiz bulunmasa da Yesrib arama heyecanı ile yaşamamız imanımız gereğidir. Zira mü'min, ashabın hicretini anmakla ibadet yapmış olmaz. Ashabı o kıvama getiren değerlere sahip olmak için de mücadele etmeye mecburuz.
Siyer-i Nebi Dersleri 34: Mescid-i Nebevî
Müminlerden biri, Efendimizin sırtında kerpiç taşıdığını görünce koşarak geldi ve “Ya Rasûlallah, bırakın ben taşıyayım” dedi. Efendimiz, “Sen başka bir tane taşı. Sen Allah'a benden daha çok muhtaç değilsin” buyurdu. O, sahabîlerini çok sever, onlarla birlikte çalışır ve asla kendisini onlardan ayırmazdı.
Efendimiz’in Bir Rüyası
Nebiyi Muhterem Efendimiz’in hayatında rüyaların önemli bir yeri vardır. Hz. Âişe’nin belirttiğine göre Peygamber-i Zîşân Efendimiz’in gördüğü rüyalar sabah aydınlığı gibi açık ve berrak bir şekilde gerçekleşirdi.
Peygambere İman Tevhidin Bir Gereğidir
“Bize Kur’an yeter” anlayışıyla peygamberimizi, onun siretini ve sünnetini dikkate almadan Müslümanca yaşamaya çalışmak mümkün değildir. Bu duruş, Kur’an’ın bizzat kendisine aykırıdır. Çünkü Yüce Rabbimiz, Kerim Kitabımızda bize, kendisiyle birlikte Resulüne inanmayı ve tabi olmayı emreder.