Terim olarak oruç, tan yerinin ağarmasından güneşin batmasına kadar şer’an belirlenmiş ibadeti yerine getirmek niyetiyle yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmayı ifade eder.
İbadet ve itâat edenlere Allah Teâlâ’nın büyük mükâfatlar vereceği bildirilen Aşûre günü Muharrem ayının onuncu gününü ifade eder ve bu günde tutulması tavsiye edilen oruca “âşûrâ orucu” denir.
Ramazan ayında zekât ve sadaka vermek, yapılan hayırlı amel ve ibadetlerin kabulüne vesile olacak önemli bir kulluk ifadesidir. Az da olsa her gün bir miktar sadaka vermeyi adet haline getirmek Ramazan ayında ayrı bir öneme sahiptir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın başlatmış olduğu ve her yıl Nisan ayında tertip edilen Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinin gerek ülkemizde, gerekse yurt dışındaki Müslüman vatandaş ve soydaşlarımızda yoğun bir dinî atmosferin yaşanmasına vesile olduğu bir gerçektir.
evhid’in hakikatini insanlığa tebliğ etmekle görevlendirilen Peygamberimizin (sas) ilk icraatı namaz olmuştur. Yani risaletin esası; insanlığı “Lâ ilâhe illallah, Muhammedü’r-Rasûlullah” kelime-i tayyibesine çağırmak, ilk uygulaması ise “Tevhîd eylemi” olan salâtı/namazı ikâme etmektir.
Eser, eskimeyen ve her daim güncelliğini koruyan mevzuları içermektedir. “Sîret” ana başlığında Hz. Peygamber (sas)’in “ Şefkati”, “Hüznü”, “Sevinci”, “Özlemi”, “Hakları”, “Zor Zamanları Aşma Yöntemi”...
Müminler her harfine karşılık on misli sevap olduğu için Kur’an-ı Kerim’i sürekli okurlar. Kur’an’ı bitirenler tekrar bir daha başlarlar. Bu sürekli devam eder. Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi ırktan, hangi milletten, hangi kavimden ve kabileden olursa olsun...
Hz. Peygamber, bir sahâbînin “Ya Resûlallah! Kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim. Ama zalimse nasıl yardım edeyim?” sorusuna binaen “Onu zulümden alıkoyar, zulmüne engel olursun. Şüphesiz ki bu ona yardım etmektir.” (Buhârî, Mezâlim 4; Tirmizî, Fiten 68) buyurur.
Cahiliye Mekke’sinde muvahhid olup tevhidi haykırmak yürek isterdi. Çünkü o gün Lâ ilâhe illallahdiyen, kendisini bir anda, saldırmak üzere bekleyen bir sürü aç kurdun tam ortasında bulurdu. Sevgili Peygamberimizin (sas) Mekke’deki davetinin özü de işte bu tehlikeli söz; yani La ilâhe illallah sözüydü.