Peygamber Efendimiz (s.a.s) “Allah güzeldir, güzelliği sever.”[5] buyurarak Allah’ın sevgisini kazanmanın güzellikten geçtiğine işaret eder. Mümin, adeta bir insan güzeli olmalıdır.
Sevgi göklere açılan geniş ve nurlu kapıdır. Yüreğinde bu hissi taşıyanlar asumana çıkan kapılardan sorgusuz sualsiz geçerler. Güneş gibi parlar nurdan çehreleri… Yüreğinde sevgiyi başköşeye oturtanlar, ateş denizlerinde mumdan gemiler yüzdürmeye muvaffak olurlar.
Resûlullah (sas), Allah’ı ve Resûlü’nü her şeyden çok sevmeyi, imanın şartı olarak saymıştır. Ebû Rezîn el-Akîl, kendisine: “Ey Allah’ın elçisi, iman nedir?” diye sorunca: “Allah ve Resûlü’nün, sana, her şeyden daha sevgili olmasıdır.” buyurmuştur.
Allah, Kendisinin değil de Resûl’ün örnek alınmasını istiyor. Çünkü ancak bizim gibi bir beşer, bize örneklik teşkil edebilir. Yemek yiyen, çarşılarda gezen, ölümün tüm insanları bulduğu gibi, O’nu da bulacağı bir beşer…