Allah, hicret eden müminleri dünyada en güzel şekilde yerleştireceğini (Nahl 16/41), dönülecek yere tekrar döndüreceğini (Kasas 28/85), onların yeryüzünde tenha yollar ve bereketli hayatlar bulacağını ...
Medine’ye hicret izni (emri) verilip sahabîler gruplar halinde yola çıktıklarında Hz. Ebû Bekir’i bir heyecan kapladı. O da bu emri yerine getirmek istiyordu.
Hz. Ebû Bekir, Müslüman olduktan sonra ne hazarda ne seferde Allah Resûlü’nün yanından hiç ayrılmadı. Can yoldaşı oldu. Sıcakta gölgesi, soğukta sütresiydi.
İlk vahiy geldiğinde eşi Hz. Hatice’ye “Bana kim inanır ki?” diyen Resûlullah’ın artık sığınacak emin bir limanı, saklanacak bir mağarası, uyuyacak bir dizi, ağlayacak bir omzu vardı. Artık dünyaya meydan okuyacak iki yürek vardı.