Ezanla başlayıp salâ ile noktalanan bir hayatı yaşıyoruz. Biz Müslümanlar yeni doğan çocuklarımızın sağ kulaklarına ezan, sol kulaklarına kamet okuruz. Onlara özgürlüğün parolasını fısıldarız adeta. Kurtuluşun yolunu gösteririz. Evet ezan bir özgürlük parolasıdır. Allah'ın en büyük olduğunu haykırmaktır. Kula kulluğu ayaklar altına almaktır. Sadece Allah'a kul olmanın özgürleştirici iklimine dalmaktır.
"Allahu Ekber" en büyük sloganımızdır bizim. 1400 yıldır bu böyledir. Mekke'de "Allahu Ekber" dedikleri için, "La ilâhe İllallah" dedikleri için işkencelerden geçen sahabilerden beri bu böyledir. Onlar inançlarının bedelini ödediler. Allah'a imanlarının ve güvenlerinin karşılığı olarak dünya hayatında Medine ile ödüllendirildiler. Medine onlar için kulluklarını özgürce yaşayacakları bir yurt oldu. Ezan da Medine'nin bir armağanı oldu Müslümanlara. Artık özgürce bir araya gelip Rablerine ibadet edecekleri bir yurtları vardı. Dinin direği olan namazı hep birlikte edâ edebilecekleri bir mescidleri vardı. Namaz vakitlerini bir çağrı ile duyurmaları gerekiyordu. Birlikte bu çağrıya karar verdiler. Allah müminlerin gönüllerini ezanda birleştirdi.
Ezan namaza çağrının yanında birçok anlamı daha içinde barındırır. Ezan birlik çağrısıdır. Müminleri mutlak otorite ve ululuk sahibi olan Allah'ın huzurunda birlikte saf tutmaya davet eder. Aslolan namazda bir araya gelen müminlerin hayatın akışı içinde de bu birlikteliklerini korumalarıdır.
Ezan İslam'ın önemli bir şiarıdır. Ezan okunan topraklar Müslümanların yurdudur. Ezandan rahatsızlık duyanlar, ezanı yasaklayanlar bunu çok iyi bilmektedirler. İstiklal Marşımızda "Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli / Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli" mısraları boşuna yer almamaktadır.
Ezan Müslümanların ortak dilidir. Dünyanın neresinde olursa olsun bütün Müslümanlar bu ortak dili konuşur. Ezanı anlamayan bir Müslümana rastlamak mümkün değildir. Ezan bütün insanlığa bir çağrıdır. Onları kula kulluktan kurtulmaya, sadece Allah'a kul olmaya davet eder. Son peygamber olan Rasûlullah'ın rehberliğine çağırır. Kelime-i Tevhid ile Kelime-i Şehadet ile kurtuluşun yolunu gösterir. Haydi felaha, haydi kurtuluşa, der.
Ezan bir uyanış çağrısıdır. Namazın yani Allah'a boyun eğişin uykudan hayırlı olduğunu ilan eder. Müslüman uyuşukluğun ve uykunun koynundan sıyrılarak bütün insanlığı uyandırmaya taliptir.
Ezanlar bizi namaza, zikre, kulluğa ve dirilişe davet ediyor. Bir sala ile noktalanacak hayatımızı hangi ilkeler doğrultusunda yaşamamız gerektiğini öğretiyor. Tıpkı 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi darbecilere, zalimlere karşı direnişin sembolüdür ezanlar ve salâlar.
Cumanın ve cenazenin habercisi salâlar o gece dirilişin ve direnişin en büyük destekçisi oldular. O gece ezanlar ve salâlar bir başka okundu. Bize üzerinde ezan okunan topraklarda özgürce yaşamanın ne kadar büyük bir nimet olduğunu hatırlattı yeniden. O geceden sonra okunan her ezan ve her salâ daha bir anlamlı bu topraklarda yaşayan herkes için. Bedeli şehitlerin kanlarıyla ödenmiş ezanlar okunuyor şimdi. Her ezan bize şehitlerimizi hatırlatıyor. Rabbimizden onların şehadetlerini kabul buyurmasını niyâz ediyoruz.
Ezana kulak vererek, gönül vererek yaşanan hayat ne güzel bir hayattır. Ezan uğruna can vererek edilen veda ne güzel bir vedadır. Allah'ın izniyle Cennete merhabadır. Ne mutlu ezan bilinciyle yaşayıp ezan için can verenlere.
Yeni yorum ekle