Ramazan ve Şubat ayının yaratıcısı aynıdır. Ramazan’da cehennemden korktuysak o cehennem Şubatta da kaynamaktadır. Ramazan’da cenneti özlediysek Martta da cennet özlemi devam etmelidir.
Oruç; İslâm’ın dördüncü emridir. İnsanın mânevî yönden gelişmesini sağlar. Oruç tutan kimseyi kötü davranışlardan ve iffetsizlikten alıkor ve cehenneme girmesine engel olur. Allah Teâlâ, işte bu gibi özellikleri sebebiyle orucu hem Muhammed ümmetine hem ondan önceki ümmetlere farz kıldı.
Ümmetin vahdeti hedefinin gerçekleştirilmesinde Rasûlullah’ın (s.a.s) metodunun izlenmesi gerektiği tartışılmaz bir gerçektir. Rasûl-i Ekrem, 23 yıllık risalet görevinden sonra ümmetine miras olarak Kur’an ve Sünnetini bırakmıştır. Kur'an idrakimiz ve sünnet kültürümüz, Müslümanlığımızın kalitesi ve güzelliğinin ölçüsüdür.
O, Allah’ın üzerine yemin ettiği yüce hayatın sahibi, ilahî kelamın ete kemiğe bürünmüş halidir. O’nu sevmek, O’na tâbi olmak, O’nun davasını anlayabilmek; O’nun hayatını en güzel şekilde öğrenmekle mümkündür.
Ömer bin Abdulaziz, bugün Mar Simon köyündeki mütevazı mezarında, eşi Fâtıma binti Abdulmelik ve hizmetkârı Yahya el Mağribî ile birlikte yatıyor. Kabri de tıpkı yaşarken olduğu gibi gösterişsiz ve sıradan. Ve nice ibretlerle dolu, görmek isteyene…
Her gün işe giderken genelde Fatih Camii avlusundan geçer, hazirede medfûn olanlara birer Fatiha okurum. Emin Saraç Hocamızın da aynı yere defninden sonra okumalarımı hazirenin içerisinde yapmaya başladım.
Yardım, her şeyden önce bir duygu ise, onun iman ile ilgisi de pek açık ve köklüdür. Zira insan hareketlerini yönlendiren en müessir güç, imandır, iç yönelişidir. O halde çevreye karşı duyarsızlık ve yardımsızlık pek tabi olarak imanın olgunluk derecesiyle alakalı olacaktır.
Bu tip sorulara sıklıkla muhatap oluyorum. Ben bir psikolog değilim ama bu konulara din penceresinden bakmaya çalışıyorum. Yaptığım okumalardan kendi nefsim için çıkardığım 12 altın kuraldan söz edeceğim. Belki sizin de işinize yarar.
Sevgili Peygamberimiz, çocukluğundan itibaren en üstün ahlâki duygulara sahipti. Gerek çocukluk, gerekse gençlik yılları akranlarından çok farklı geçti. Kötülüklerin her çeşidinin son derece yaygın olduğu bir toplumda, Cenab-ı Hak, son peygamber olarak görevlendireceği Hz. Muhammed'i çocukluğundan itibaren Cahiliyenin bütün kötülüklerinden korumuştu
Hz. Peygamber ve Müslümanlar, hicretle birlikte, hem gayri müslimlerle aynı şehri paylaşma olgusunu tecrübe ederek İslâm’ın bu konuda vaz ettiği prensipleri pratik olarak hayata geçirmişler hem de kendi aralarında dayanışma ve yardımlaşmanın sıra dışı örneklerini ortaya koymuşlardır.