Dünyanın neresinde olursa olsun vahdet bayrağı altında birleşen Müslümanlar aynı milletten olup sanki bir vücudun organları gibidir. Çünkü din kardeşliğinden daha güçlü ve kutlu bir başka bağ yoktur.
Vahyin ilk muhatapları olan Sahabe neslinin hayatlarının her tablosu, bizler için çok önemlidir. Çünkü onlar bizlerin Müslümanlığımızın aynalarıdır. Biz ideal mümin duruşunun nasıl olması gerektiğini ancak onların hayatlarına bakarak öğrenebiliriz.
Yüce Allah’a sonsuz şükürler olsun ki, yeni bir rahmet iklimi olan mübarek üç aylara kavuşmuş bulunuyoruz. Bu aylar, imanımızdan gelen bir heyecanla ibadet hayatımızın daha canlı tutulduğu rahmeti bol, bereketli bir mevsimdir.
Değil sadece üç aylar, insanın bütün bir ömrünü en güzel ve verimli bir şekilde değerlendirmesinin yolu iki şeyden geçer: 1) Bu zamanları dine dair doğru bilgi [sahih ilim] elde etmek için bir fırsat olarak değerlendirmek, 2) Elde ettiğimiz doğru bilgiye uygun hareket etmek [salih amel]. Bununla birlikte şu bir gerçek ki insan, gerek ilim gerekse amelde her zaman aynı standardı yakalayamıyor. Bu sebeple bu mübârek zaman dilimlerini fırsata çevirmek en uygun yoldur.
Şu kısacık ömrümüzü neler uğruna tükettiğimizin, zamanımızı nasıl hoyratça harcadığımızın, imkân ve enerjimizi neler için seferber ettiğimizin, gündemimizi kimlerin ve nelerin işgal etmesine izin verdiğimizin hesabının tek tek görüleceği bir...
Yeniden doğ, diyorum kalbime. Arama butonlarında yeni doğanı bir de sen sıfat yap kendine. Yeniden doğur insanlığını ve seslen tüm insanlara: “Kardeşlerim! Çağın kulakları ve kalpleri sağır eden sesini kısalım birlikte ve haykıralım hep beraber. Ölmedi vicdanlarımız ve hâlâ diri öfkemiz!”
“Yıllarımızı birlikte geçirdiğimiz, çok yakından tanıdığımız ve her şeyini bildiğimiz bir yakınımızla ilgili malumatı terazinin bir kefesine, Rasûlullah Efendimiz’le ilgili zihnimizde bulunan malumatı da terazinin diğer kefesine koysak, acaba hangisi ağır basardı?”
Hz. Ebû Bekir, doğruca Mescid-i Nebevi'ye geldi. Telaş içindeki kalabalığa bakmaksızın Peygamberimizin bulunduğu odaya girdi. Yüzünü açıp gözyaşları içinde, "Babam ve anam, yolunda feda olsun ya Rasûlullah! Sağlında güzeldin; ölümünde de ayrı şekil de güzelsin.” dedi. Sonra eğilip yüzünü öperek üzerini örttü.
Dünya ne derse desin Müslümanın hadefi, iyi Müslüman, kaliteli Müslüman, mümkünse en iyi ve en kaliteli Müslüman olmaktır. Hadisimiz bu hedefi, “Görüldüğü zaman Allah’ı hatırlatan Müslüman olmak” diye belirlemektedir. Bu kutlu yarışta başarılı olmaktan daha büyük mutluluk olamaz. “Yarışacaklar işte bunun için yarışsınlar!”
Gözleri karardı, derken yemyeşil ve çok güzel bir yer gördü. Her yerden sular fışkırıyordu. Oyun oynayan çocuklar vardı. O oyuncaklar, zengin Yahudi çocuklarında bile yoktu. Burası ne güzeldi, şu karşıdakiler geçenlerde şehid olan arkadaşları değil miydi? Sonra babasını gördü, babacığım diye bağırmak istedi...