Kureyş’in ileri gelenleri, vahşete susamış kâfirler, Ebû Fükeyhe’den istediklerini alamadılar. O’nu İslam’dan, hak yoldan ayıramadılar. Fakat yaşlı bedeninde silinmez acılar, derin işkence izleri bıraktılar.
O öyle bir Mevla’dır ki kul can çekişinceye, güneş batıdan doğuncaya dek tevbeleri kabul eder. Gündüz günah işleyen kimse için gece boyunca, gece günah işleyen kimse için ise gündüz boyunca rahmet elini açar ve kullarına merhamet eder.
Un couple de pigeon, une toile d’araignée… Voilà ceux qui se trouvaient entre Lui et la mort lorsque qu’Il s’y retrouva nez à nez avec celle-ci dans la caverne. C’est alors qu’il consola son noble compagnon Abou Baqr As-Siddiq par ces quelques mots : “Ne t’attriste pas, sans aucun doute Allah, est avec nous !”.
‘’As Sira An Nabawiyya’’ c’est-à-dire, ‘’le chemin prophètique’’ représente la vie de celui qui connaissait le mieux Seigneur Allah et qui l'a présenté aux gens de la plus belle des manières, notre bien aimé Muhammad (Paix sur lui). C'est la vie de celui dont Allah a éduqué. Celui dont nous aimons plus que notre propre existence. Celui qui nous mène à l'amour d'Allah.
„Ihr habt doch ein schönes Vorbild in Ibrahim und denjenigen, die mit ihm waren.“(1) Ibrahim war fürwahr weichherzig und nachsichtig.(2) Er ist der barmherzige Urvater der Menschheit.
That day was the most beautiful day of Madinah and for the people of Madinah. As Enes b. Malik said, there was no more beautiful and more shining day that Madinah had ever seen before. People were exclaiming ‘’Prophet has arrived!’’ as they were flooding onto the streets.
O Medine’nin Ömer’iydi. Hendek Savaşı’nda aldığı yaradan dolayı otuz yedi yaşında şehit olmuştu.[3] Sevgili Efendimiz onu cennetle müjdelemiş, şehadetiyle arş-ı a’la titremiş, cenazesine yetmiş bin melek katılmış ve mübarek şehidi cennete yolculamıştı.
Yemeyeceğinizi biriktirmeyin. Oturmayacağınız binalar yapmayın. Yarın ayrı kalacağınız şeyler için birbirinizle rekabet etmeyin. Kendisine döneceğiniz ve amellerinizi arz edeceğiniz Allah’a karşı gelmekten sakının. Varacağınız ve ebediyen kalacağınız şeye, cennete rağbet edin.
Hz. Sâlim, Kur’ân’ın elinden tutup kaldırdığı, göklere yükselttiği, dünya ve ahiret saadeti bahşettiği çok bahtiyar bir kimsedir. O, Kur’ân-ı Kerim ile tanışmadan önce pazarlarda alınıp satılan, hor ve hakir görülen zavallı bir köledir.
Acaba Allah Rasûlü kızının katilini affeder miydi? Çocuklarını çok seven Peygamber, kızının yıllarca acı çekmesine ve genç yaşta vefat etmesine sebep olan bir adamı bağışlar mıydı? Kim eline bir fırsat geçtiğinde intikamını almaz, hele hele çocuğunun katiline dünyayı dar etmez ki, diye defalarca kendine sordu.