Muhtaç olduğumuz her nimeti Rabbimizden getirdiğin gibi “Nasıl kardeş olunur?” bunu da bize Sen öğret. Yesrib’i, “Nurlanmış Şehir” yapan Nebi, iç harpten Asr-ı Saadet üreten Nebi!
Bütün yaratılmışların Rabbine iman etmenin pratiğe yansıması olan ibadetlerden maksat; öncelikle Yaradan’a saygı ve teşekkür, yaratılmışlara sevgi ve şefkat duygularını yeşertip geliştirmektir. İbadetler, hem bireyi hem de toplumu psikolojik ve sosyolojik olarak huzura kavuşturmayı hedeflemektedir.
İyi bir mü’min olabilmek için sevdiği kimseyi Allah için sevmelidir. Sevmediğini Allah rızâsı için sevmemek de iyi mü’minin özelliklerinden biridir. Sevdiğini Allah için sevmek, sevmediğini Allah için sevmemek kadar, verdiğini Allah için vermek, vermediğini Allah için vermemek de kişinin mükemmel bir imana sahip olduğunu gösterir.
Muâhât uygulaması ile öyle bir akıl geldi ki, akıllar şaşırıp kaldı. Şimdi kabile bağları hatta akrabalık bağları otursun ağlasın. İlk sıraya imân bağı yerleşmişti artık. Böylece müminler bir vücudun azaları, bir binanın tuğlaları olmuşlardı. Tuğlaları kalpler olan bir bina inşa etmişlerdi ki yıkılması mümkün değildi.
Cihad Allah’ın rızasına uygun bir hayat sürmek, kul ile Rabbi arasındaki tüm engelleri ortadan kaldırmaktır. Cihad müminin iyi bir kul olabilmek için nefsiyle savaşması, zalimin karşısında diliyle, eliyle, malıyla ve canıyla mücadele etmesidir.
Her göçün arkasında büyük acılar ve onulmaz yaralar bulunmaktadır. Bunları azaltan ve etkisini unutturan tek bir şey vardır: Kucak açanların tutumu. Göç edenlere sığınmacı, mülteci, kamplarda yaşamak zorunda kalan insanlar gibi muamele edilmesi halinde acıların unutulamayacağı, belki de daha da artacağı aşikârdır.