"Allahım! Verdiğin nimetin yok olup gitmesinden, lutfettiğin âfiyetin bozulmasından, ansızın vereceğin cezâdan ve senin gazabını üzerime çekecek her şeyden sana sığınırım.”
"Rabbim! Beni, ana babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla, zalimlerin de ancak helâkini arttır!"
İtikâf, aslına dönmektir. “Elestü bi rabbiküm” sorusuna “belâ” karşılığını vermektir.
İtikâf, kaçmak değil yakınlaşmaktır.
İtikâf, Resûlullah’ın, vefat edinceye kadar terk etmediği sünnetidir.
Mirac, Efendimiz için ne güzel bir yükseliş, ne erişilmez bir mazhariyet ise O zat aleyhisselam'ın sayesinde bulunan biz ümmeti için öyle azametli bir şereftir. Âlemler, cennetler genişliğinde bir rahmettir.
Efendimiz (s.a.s) için büyük lütuf olan mirac mucizesi, müminler için eşsiz müjdelerle doludur. Mirac, bütün kötü duygulardan temizlenerek Allah’a doğru yükseliştir. Ve bu yükseliş neticesinde Allah (cc), huzuruna kabul ettiği sevgilisini, miractan ümmet-i Muhammed için müjde niteliğinde olan hediyelerle uğurlamıştır.
Rabbânîlik, Rabbe mensup olmak demektir. Rabbe mensûbiyet kuru lafla olmaz, emek ister. Mü’min kul, önce Rabbinin kendisinden kesin olarak istediği hizmetleri yerine getirecek, sonra da Rabbini râzı etmek için kendi arzusuyla hizmete devam edecektir.