Asr-ı Saadet

Hassasların Hassasiyetleri

Sabahı zor eden çocuklar, dışarı çıktıklarında arkadaşlarına anlatacakları çok şeyleri vardı. Şereflerin en yücesine ermişler, en güzel hikâyenin sahibi olmuşlardı. Üstelik hayal edilerek yazılan veya hayalen yaşanan bir hikâye değildi bu; yaşadıkları, gerçeğin ta kendisiydi.

Başmuallimin Resûlullah (sas) Olduğu Mekteb: SUFFE

Medine’ye hicret etmiş ve aynı zamanda evsiz, akrabasız olan sahâbîlerin kaldığı Mescid-i Nebevî’nin bitişiğinde yer alan mekâna “Suffe”; bu mekânda kalıp ilimle meşgul olan ve çoğunluğunu muhacirlerin oluşturduğu topluluğa da “Ashâb-ı Suffe” denilir.

İslam’ın İlk Okulu: Erkam (ra)’ın Evi

İslâm’ın eğitime verdiği önem; ilk emrin “Oku!” olmasından tutun da ilk savaş esirlerinin okuma yazma öğretmeleri karşılığında serbest bırakılmalarına kadar geniş bir yelpaze içerisinde örneklendirilebilinir.

Ölüm Sana Gelinceye Dek...

Ubeydullah bin Cahş’ın ve eşi Ümmü Habibe’nin hayatı bir dersler ve ibretler tablosu olarak karşımızda durmaktadır. Bir tarafta belki basit gibi görülen alışkanlıkların yol açtığı bir felaket, diğer tarafta ise, bütün zorluklara rağmen sabretmenin sebat etmenin getirdiği bir saadet.

Hz. Abbas'ın Oğulları Fadl ve Abdullah ile Hz. Peygamber'in Evindeyiz

Hz. Abbas’ın çocuklarından Fadl, Hz. Peygamber vefat ederken on sekiz yaşında; Abdullah on üç yaşında, Ubeydullah on bir yaşında, Kusem dokuz-on yaşında, Abdurrahman ve Ma’bed ise daha küçük yaşlardaydılar.

Yesrib Dikenliğinden Medine Gülistanına

İslâm güneşinin doğduğu ve Rasûlullah aleyhisselâm’ın oraya hicret ettiği yıllarda Yesrib, Mekke gibi, Hicaz bölgesinin önemli yerleşim merkezlerinden biriydi. Yesrib’in iklimi güzel olduğu gibi, toprağı da ziraat için çok verimliydi. Yer altı suları da fazla derin değildi üstelik.

Zannu’l-Cahiliye: Canının Derdine Düşmek

Bizlere düşen; her durum ve şartta Allah ve Rasûlü’ne tam teslim olmak, sabır-sebat göstermek, sadece gayret edip sonucu Allah’tan beklemek, başımıza gelen kötülükleri kendimizden iyilikleri Allah’tan bilmek, olayların içine gizlenen hikmeti fark edebilmek, her işte bir hayır görebilmek…

Zebani

Ebû Cehil’in ağzı ateş saçıyor… “Analarınız ağlasın. İbni Ebi Kebşe’nin oğlunu işitiyorum. Size cehennem bekçilerinin on dokuz adet olduğunu haber veriyor. Sizler demir pehlivanlarsınız. Onunuz onlardan bir adamı yakalamaktan aciz mi?”

Cahiliye İtikadı: Şirk

Toplumumuzda cahil insan, bilgisiz insan olarak anlaşılmaktadır. Bilgisiz insan, “cahil” kavramı için belki de en son düşünülmesi gereken anlamdır. Nimetlere karşı nankör olmak ve davranışlarında hiçbir ölçü kabul etmemek, bunları yaparken de hiçbir ilme dayanmamak, cahilin tipik üç özelliği olarak karşımıza çıkar. Cahilin yaşadığı sosyal yapıya “cahiliye” ismi verilir.

Siyer-i Nebi’nin Önemi

Siyer-i Nebi, sevgili Peygamberimizin hayatına ve O’nun hayatını anlatan eserlere verilen isimdir. Siyer kitapları, bize O’nun hayatının tüm inceliklerini sunar. Bu eserleri okumak, bizim fikriyatımızı belirler. Samimi ısrarlarımızla devamlı okumak suretiyle de fikirlerimiz, kalplerimizden sökülüp atılamayacak inançlara dönüşür.
Subscribe to RSS - Asr-ı Saadet