İlk İslam Tarihçisi el-Vâkidî

İLK İSLÂM TARİHÇİSİ

EBU ABDULLAH MUHAMMED B. ÖMER el-VÂKİDÎ (130-207)

    Hayatı: Vâkidî[2], Hz. Peygamber (sas) sonrası dönemle ilgili bilgi veren ilk tarihçidir. Bununla beraber İslam’ın Hrıstiyan dünyasına karşı kazandığı ilk zaferleri ağırbaşlı fakat ateşli bir dille anlatan ilk dönem müelliflerdendir.[3]

       Hicrî 130/ Miladi 747’de Medine’de doğdu. Kendisi mevâli’dendir.[4] Dedesinin “Vâkid” isminden dolayı el-Vâkidî, kabilesine izafeten de el-Eslemî lakabı verilmiştir. 

      Vâkidî, gençliğinde buğday ticareti ile meşgul olmuş fakat başarılı olamamıştır. Kendisini tâcir olarak değil de bir ilim adamı olarak kabul etmiştir. Abbasi Halifesi Harun Reşid ve veziri Yahya el-Bermekî ile (H.170/M.796) ifa ettikleri hac esnasında Mekke ve Medine’de mukaddes mekânların ziyaretinde onlara rehberlik yaptı.   

      Vâkidî, cömert bir kişiliğe sahipti ve kazandığını fakirlere dağıtırdı. Sermayesini tüketerek Medine’den Bağdat’a göç etti (H.180/M.786). Harun Reşid kendisine izzet ve ikramda bulundu. Halife Me’mun zamanında ise Bağdat’ın doğu kısmına kadı tayin edildi.[5] Kadılık görevini ömrünün sonuna kadar sürdürdü. Yaşı yetmiş sekize ulaştığı sırada (H.207/M.823) Bağdat’ta vefat etti.

        Tahsili: Vâkidî’nin hocaları içinde en meşhuru ilk siyer müellifi İbn İshak’tır.[6] Malik b. Enes’den hadis öğrendi. Süfyan-ı Sevrî, İbn Cureyc ve Ma’mer b. Raşid olmak üzere devrin önde gelen âlimlerinden ders okudu.[7]Özellikle Meğazi ve Siyer’deki hocası Ebu Ma’şer es-Sindî’dir.

       Sürekli ilim öğrenmeye çaba sarf etti ve yaşadığı dönemde büyük bir şöhrete ulaştı. İbn İshak’tan sonra tarih ilminin yayılmasına önemli katkılar sağladı.

       İlmi Kişiliği: Vâkidî, yaşadığı dönemde yaygın olan tarihî malzemeyi toplamakla meşgul oldu. Elde ettiği kitaplardan istinsahlar yaparak eserler yazdı. Vefatından sonra 600 “Kamtar”[8] kitap bıraktığı söylenilir.[9] Yazdığı kitaplar sadece Siyer ve Meğazi’ye ait değildir. Kur’an, Hadis ve Fıkha dair telifleri de vardır. Kadılık yapmış olması onun fıkıh konusunda yetkin bir kimse olduğunu gösterir. Vâkidî’nin Meğazi konusundaki otoritesi herkes tarafından kabul edilmektedir.

       Hakkında Söylenenler: Vâkidî’nin Meğazi konusundaki geniş bilgisinin tespiti için Hatib el-Bağdadî: “Doğu ve Batı’da Meğazi konusunda hakkında konuşulan kimsedir.”[10] der. Mücahid b. Musa: “Ondan daha hafızalı birinden yazmadım…[11], Muhammed b. Sellâm el-Cumâhî: “Vâkidî zamanın âlimidir.”[12]diyerek onun bu sahadaki ilmî otoritesinin hakkını teslim ederler. 

        Eserleri: Vâkidî, tarihe dair birçok eser kaleme almıştır. 1-Kitab et-Tarih ve’l-Meb’as ve’l-Meğazî,2-Ahbâru Mekke, 3-Kitab et-Tabakât, 4-Fütûh eş-Şam, 5-Fütûh el-Irak, 6-Fütûh el-Cezîre, 7-Kitap el-Cemel, 8-Maktel el-Hüseyn, 9-es-Sîre, 10-Ezvâc en-Nebî, 11-Kitab er-Ridde ve’d-Dâr, 12-Harb el-Evs ve’l-Hazrec, 13-Kitabü Sıffin, 14-Vefât en-Nebî, 15-Emr el-Habeşe ve’l-Fil, 16-Kitab es-Sakîfe ve Bey’ati Ebi Bekr,[13] başlıca eserleridir. Sahabe hayatı ve kültür tarihi ile ilgili yazdığı kitapları da mevcuttur.   

        Siyer Çalışmalarına Yaptığı Katkılar: Medine tarih ekolü kendisiyle zirveye ulaştı. Büyük bir tarihçi olmasının yanında bazı hadisçiler tarafından tenkit edilmiştir. Belki buna hadisçilerin şekilciliği ve Halife Me’mun ile yakın ilişki içinde olması sebep olarak gösterilebilir. Hocası İbn İshak gibi sadece Hz. Peygamber’in hayatı ile değil, zamanına kadarki İslam Tarihi ile ilgilenmiştir. Hz. Peygamber’in hayatının safhalarını, olayların geçtiği yerleri inceleyerek araştırmıştır.[14]

        Vâkidî, İslam Tarihi’nin ilk dönem olayları üzerinde durarak daha çok eser yazmıştır. Bunun yanında Kültür Tarihi ile de ilgilenmiştir. Altın ve gümüş paraların basımı ile ilgili Darb ed-Denânîr ve’d-Derâhim’i yazmıştır. Geniş çaplı eserler de yazmıştır. Et-Târîh el-Kebir adındaki Büyük İslam Tarihi yıllara göre tertip edilerek H.179/795 yılına kadarki olaylardan bahseder. Rical-Biyografi ile de ilgilenmiştir. Kitâb et-Tabakât bu alanda yazılan ilk eserdir. Medine, Kûfe ve Basralı hadisçiler ve âlimleri konu edinir. Eserlerinde kronoloji ve coğrafyaya da önem vermiştir.[15]

       Eserlerinden günümüze ulaşanları Kitab el-MeğaziMevlîd en-Nebî ve Kitab el-Ridde ve’d-Dâr’dır.

        a) Kitab el-Meğazi: Bu eser siretinin ikinci kısmı olmalıdır.[16] Üzerinde A. Von Kremer çalışma yapmış, üçte biri 1856’da Hindistan’da Kalküta’da basılmıştır. J. Wellhausen tarafından hulasa olarak tamamı Almanca’ya tercüme edilmiş, Mohammed in Medina adıyla 1882’de Berlin’de basımı yapılmıştır. Eser tam metin olarak Abbas el-Şibînî tarafından 1948’de Kahire’de, J.M.B. Jones tarafından 1966’da ise Oxford’da yayınlanmıştır.[17]

        b) Kitâb er-Ridde: Bu eser üzerinde Prof. Dr. Mustafa Fayda[18] çalışmıştır. Ayrıca 1989 yılında M. Hamidullah tarafından Paris’te yayınlanmıştır. Wellhausen bu eser ile ilgili olarak, olayları zaman ağı içine yerleştirerek ve çeşitli rivayetleri mukayese ederek kronolojiyi gayet doğru tespit ettiğini söyler.[19]

        Vâkidî, kitap almayı çok seven bir kimsedir. Alamadıklarını kendisi için kâtipler tutarak yazdırırdı. Bunlardan en meşhuru “Kâtib el-Vâkidî” adıyla bilinen öğrencisi Muhammed b. Sa’d’dır.[20]

        Te’siri: Vâkidî ile Medine’deki hadisçi tarih ekolü kendine has geleneklerini koruyarak Irak’ta dilciler tarafından geliştirilen haber ekolüne yaklaşmıştır.[21] Biyografi konusunda ciddi ve anlamlı etkisi olmuştur.[22]Kendisi özellikle ilk tabakât yazarı olarak öğrencisi İbn Sa’d’a örnek olmuştur. İbn Sa’d Kitabü’t-Tabakât ismindeki eserini hocasının kitabını esas alarak yazmıştır. Öğrencileri arasında meşhur âlim ve müellifler bulunur. İmam-ı Şafiî, İbn Ebî Şeybe ve Ebû Ubeyd el-Kâsım b. Sellâm bunlardandır[23]

        İbn İshak, İlk Genel Tarih Müellifi; Vâkidî ise İlk İslam Tarihçisi olarak değerlendirilmeye tabi tutulur. O bütün mesaisini İslamî dönemlerin yazımına hasretmiştir. Fakat kendisinden sonra gelen tarihçiler bu yöntemi pek tercih etmemiş, genel tarih konularına yönelmişlerdir. O, Siyer yazılımına yeni açılımlar getirmiştir. Başarılı olmasa bile “İcmâ” kavramını Siyer anlatımına taşıması, olay yeri incelemelerine yoğun bir şekilde eğilmesi, hâdiselerin tarihinin tespitine ve zikrine önem vermesi, onun bu girişimlerinin ifadesidir. Kendisinden önceki usulleri de geliştirmeye gayret etmiştir.[24]

        Vâkidî, hukuk alanında da etkili olmuştur. Onun Siyer haberlerine hukukî açıdan yaklaşması, fakihlerin dikkatini çekmiştir. Ahmed b. Hanbel’in en çok başvurduğu kitaplar arasında Onun eserlerinin ayrı bir yeri olduğu ifade edilmiştir.[25]  


[1] muallimali@mynet.com

[2] Vâkidî hakkında yapılmış tez çalışmalarına bakınız: Kasım Şulul, İlk Siyer ve Mağazi müelliflerinden Muhammed b. Ömer b. Vakıd el-Vakıdi, (H.130-207/M.747-823), hayatı, eserleri, tarihçiliği ve etkileri, Yayınlanmamış Doktora tezi, Bursa; Kaya, Ahmet, Vâkıdî’nin Hayatı ve Tarihçiliği,Yayınlanmamış Yüksek Lisans tezi, Samsun1998.

[3] M. Şemsettin Günaltay, İslam Tarihinin Kaynakları –Tarih ve Müverrihler-, s. 26.

[4] İslam Tarihi’nde ilk dönemlerde aslı Arap olmayan Müslümanlara verilen isim.

[5] Age. s. 26-27.

[6] Ramazan Şeşen, Müslümanlarda Tarih- Coğrafya Yazıcılığı, s. 28.

[7] Mahmut Es’ad Seydişehrî, Tarih-i Din-i İslam (Medhal), s. 12.

[8] Toplamak, bir araya getirmek. Kitaplık olarak ta kullanılır. Bkz. Kadir Güneş, Arapça-Türkçe Sözlük, s.978.

[9] Sabri Hizmetli, İslam Tarihçiliği Üzerine, s.125.

[10] www.marefe.org/index

[11] Şaban Öz, İlk Siyer Kaynakları ve Müellifleri s.306.

[12] Age. s. 306.

[13] Ramazan Şeşen, Müslümanlarda Tarih- Coğrafya Yazıcılığı, s. 29.

[14] Age, s. 29.

[15] Ramazan Şeşen, Müslümanlarda Tarih- Coğrafya Yazıcılığı,  s. 29.

[16] Age. s. 29.

[17] Age. s. 30.

[18] Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi emekli İslam Tarihi öğretim üyesidir. DİA’nın ilk dönem İslam Tarihi maddelerinin ekseriyetinin müellifidir. İhtisas alanı Hz. Ömer dönemidir. İslam Tarihi ile ilgili yayınlanmış birçok eseri ve ilmî makaleleri vardır. 

[19] Age. s. 30.

[20] Age. s. 30.

[21] Age, s. 29.

[22] Şaban Öz, İlk Siyer Kaynakları ve Müellifleri, s. 348.

[23] www.marefe.org/index

[24] Age. s. 348.

[25] Age. s. 348.

Yazar: 

Comments

Elinize-zihninize sağlık,çok güzel bir tanıtım olmuş,"Büyük bir tarihçi olmasının yanında bazı hadisçiler tarafından tenkit edilmiştir. Belki buna hadisçilerin şekilciliği ve Halife Me’mun ile yakın ilişki içinde olması sebep olarak gösterilebilir. "Bu cümleyi daha da tekitli ifadelerle yazmak lazım,şöyle ki ben de 2 yıldır İslamTarihi okuyorum,malesef haksız yere birilerini tenkit-tekfir-takbih etmek çok yaygın,mesela İbn Şame birini eleştiriyor,o kiş Hz. Osmanın soyundan bir alim,çok çok yetkin biri ama İbn Şame eleştiriyor,sonra bunun sebebinin O kişinin Hz. Ali yi Hz. Osman dan daha faziletli kabul etmesi olduğunu okudum ileriki sayfalarda pes dedim,ama malesef tarihimizde bunlar çok çok yaygın,bir insan bir konuda farklı düşünüyorsa hemen farklı düşünenlerce yerden yere vuruluyor,bu yüzden bize dindışı gibi anlatılanların büyük çoğunluğu bile dendiği gibi değiller,Vakidi nin Me'mun a yakın olmasından başka bir şey değildir ,hadisçilerin onu eleştirmelerinin sebebi,selamlar

Add new comment

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.