Prof Dr. İsmail Lütfi ÇAKAN

1945 yılında Samsun – Ladik’in Küçükkızoğlu köyünde doğdu. İlkokulu bitirdikten sonra hafızlığını ikmal etti. 1966′da Kayseri İmam Hatip Lisesi’ni, 1970′te İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nü bitirdi.

1977′ye kadar Diyanet İşleri Başkanlığı merkez ve taşra teşkilatında çalıştı. Ankara-Yenimahalle Vaizi iken İstanbul’da açılan Haseki Eğitim Merkezi’ne kursiyer olarak katıldı. Kursun bitimine altı ay kala 5 Aralık 1977′de İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’ne hadis asistanı olarak göreve başladı. 1982 yılında Erzurum İslamî Bilimler Fakültesi’ne sunduğu “Muhtelifu’l-Hâdis İlmi: Doğuşu, Muhtevası ve Çözüm Yolları” adlı teziyle doktor oldu. Bir ara kültürel işlere bakan Müdür yardımcılığı görevini yürüttü. 1987′de doçentliğe, 1993′te de profesörlüğe yükseldi. 1994-97 öğretim yıllarında  Marmara Üniversitesi İlahiyat Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü görevinde bulundu. Üçü erkek biri kız dört çocuğu vardır.

Çakan, İmam-Hatip Okulu’ndaki öğrencilik yıllarından beri mahalli ve ulusal gazete ve dergilerde yazılar yazdı ve yöneticilik yaptı. Özellikle Kayseri Hakimiyet gazetesi, Yeni İstiklalSebil ve Yeni Sabah gazeteleri, Diyanet gazete ve  dergisi,  İslâmToprakTohumİslâm MedeniyetiHaksesNesilDin EğitimiAltınolukBilim ve HikmetYeni Ümit ve  M.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi gibi dergilerde çok sayıda yazıları yayımlandı. İslâm veTohum dergilerinin açtığı makale yarışmalarında birincilik kazandı. Bu arada çeşitli dergilerde Lütkan, Münir Lütfi ve İsmail Seyidoğlu mahlaslarıyla da yazılar yazdı.

Ayrıca Çakan, Yüksek İslâm Enstitüsü’nde öğrenci iken Türkiye Yüksek İslâm Enstitüleri Federasyonu’nda sekreterlik ve mezuniyetinden sonra da Türkiye Din Görevlileri Federasyonu’nda yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulundu.

Çakan, İSAV adına “İslam’da Kılık-Kıyafet ve Örtünme”, “Hz. Peygamber ve Aile Hayatı”, “Sünnetin Dindeki Yeri”, “Yeni ve Çağdaş Bir Tebliğ Metodolojisi” gibi tartışmalı ilmî toplantılarda organizatörlük ve bu toplantıların kitaplaşmasında editörlük yaptı. Gençliğin Kaleminden Üç Cephesiyle Âkif ve Hadislerle Ahlâkî Davranışlar adlı anonim eserlerde belli bölümleri yazdı. Sünen-i Ebû Davud Tercüme ve Şerhi‘ne mukaddime yazdı ve eserin  ilk sekiz cildinin redaksiyonunu yaptı. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi‘nin kuruluş çalışmalarına katıldı ve ansiklopedinin ilk on cildine yetmiş kadar madde yazdı. İslâm Medeniyeti ve Ensar vakıflarının kurucuları arasında yer aldı. Çakan, ayrıca yurt içinde düzenlenen birçok sempozyuma tebliğci ve müzakereci olarak iştirak etti.

Eğitimde Mâbed-Mekteb Beraberliği

“Öğreneceği veya öğreteceği bir hayr (ilim ve amel) için benim şu mesci­dime gelen, Allah yolunda cihad eden mücahit hükmündedir. Bunun dışında bir şey için gelen ise, başkasına ait eşyaya bakıp duran kişi (seyirci, turist) duru­mundadır.”

İslâm Kardeşliği

İslâm toplumu, sınırları İslâm imanıyla çizilmiş kardeşler topluluğudur. Bu topluluk ve kardeşliğe imandan başka hiç bir şey, me­sela ne ırk, ne renk ne de coğrafya sınır çizemez. Kelime-i tevhîd'i söyleyen herkes müslümandır ve öteki müslümanların din kardeşidir.

Kemâl Kalpten Başlar

Kalp, süratle ve sürekli olarak hâlden hâle, şekilden şekile, kabul­den inkâra, inkârdan kabule geçen, dönen bir organdır. Bir anlamda da “dünyaya kapalı Allah’a açıktır”. Nazargâh-ı İlâhî’dir.

Yetki Alanını İslâmlaştırmak

“İş layık olana verilmediği zaman, kıyâmeti bekle” hadisi, bir yandan kıyâmetin bir alâmetini ortaya koyarken bir yandan da “İşi ehil olana vermeyen, başına kıyamet kadar iş açmış, büyük sıkıntı, kargaşa ve felâketlere davetiye çıkarmış demektir”, mesajını vermektedir.

Bir Kişinin Hidayeti

“Tek bir kişinin senin irşadınla Müslüman olması, sana kızıl develer veril­mesinden daha hayırlıdır.”

İtaatin Sınırı

İman, “Allah’a kul olma andı” demektir. Böyle bir andın sahibi Müslüman’ın Allah’a isyan olan yerde itaatkâr davranması, kendi kendi­siyle çelişkiye düşmesi, hakka riayetsizlik etmesi demektir. Bu sebeple o, Allah’a isyan olan bir şeyi adamak ve şayet böyle bir adakta bulunmuşsa onu yerine getirmek hakkına da sahip değildir.

Üç Güzel - Üç Çirkin İş

“Hiç şüphesiz Allah, sizin üç şeyi yapmanızdan hoşnud olur; üç şeyi işle­menize de gadap eder: Hiçbir şeyi ortak koşmaksızın yalnızca kendisine kulluk etmeniz,Topluca Allah’ın ipine sımsıkı sarılmanız, Allah’ın, yönetiminizi uhdesine verdiği kişiler hakkında samimi ve hayır­hah davranmanızdan hoşnud olur...

Bazılarına Ne Oluyor ki

“Bazılarına ne oluyor ki, benim bizzat işlediğim (ve yapılmasına ruhsat verdiğim) bir şeyi işlemekten (hoşlanmıyor ve) çekiniyorlar. Allah'a yemin ederim ki, ben Allah'ı onlardan daha iyi bilir ve Allah'a karşı onlardan çok daha fazla haşyet duyarım.”

İki Kalkan

‘Oruç’ ile ‘imam'ın ortak oldukları anlam ve fonksiyon, korumak”tır. Birincisi ferdi, kendisine sıkıntı veren bir takım duygu ve isteklerin baskısından ve olumsuz etkisinden koru­yan bir kalkan durumundadır, ötekisi de millet ve ümmeti, düşmanların verebilecekleri maddî ya da kültürel zararlardan koruyan...

Peygamberimiz ve Biz

Biz insan ve müslümanız elhamdülillah. Allah’a ve son resûlü örnek kulu Hz. Muhammed’e, Allah’ın tüm peygamberleri aracılığı ile gönderdiği kitaplara ve peygamberlere -aralarında ayırım yapmaksızın- inanıyoruz. Meleklere, kadere ve bütün içeriğiyle âhirete inanıyoruz.
RSS - Prof Dr. İsmail Lütfi ÇAKAN beslemesine abone olun.