Son cümlesini yazdı. Son noktayı da koydu. Gazete için hazırladığı haber metnini tamamlamıştı. Yazı bittikten sonra gözden geçirilmesi gerekiyordu ama bunu sabaha bıraktı. Bilgisayarındaki birkaç fazlalığı sildi. Mail kutusunu temizledi. İnternet seçeneklerine geldi. Ve bir tuşla ‘geçmiş’i de sildi.
Beyaz büyük kapının ardındaki odaya girdi usulca. Ahşap döşemenin sesi yürümesine eşlik ediyordu. Etrafına bakındı. Eşyalar değişmişti ama duvarlar, pencereler, evin havası hala eskisi gibiydi.
Gözleri derinlere dalmış, adeta o günü yaşıyordu yeniden. Gözlerini bana çevirirken huzur dolu bir tebessüm yayıldı yüzünde. Ve bu yüz, dilinin anlattıklarından çok daha ötesini anlatıyordu.