İtikâf, aslına dönmektir. “Elestü bi rabbiküm” sorusuna “belâ” karşılığını vermektir.
İtikâf, kaçmak değil yakınlaşmaktır.
İtikâf, Resûlullah’ın, vefat edinceye kadar terk etmediği sünnetidir.
Ramazan Ay’ında İslâm’ın iki temel rüknü olan namazve oruç âdeta bütünleşir. Oruçlu midelerle huşû içerisinde kılınan namazlar, müminlere Tevhid’in hakikatini çok daha iyi kavratır ve yaşatır.
Sen geldin ya, ey ramazan!…
Gönül sürgünlerimin kutlu durağı oldun. Sığındım sevgine, şefkatine, merhametine. Şeffaflaştı gizli saklı duygularım. Aynalar tuttum yüreğime… Her soluk alıverişinde sis çöktü aynalara. Kuruyan gönül çağlayanları tekrar coşkunca akmaya başladı.
Yüce Allah’a sonsuz şükürler olsun ki, yeni bir rahmet iklimi olan mübarek üç aylara kavuşmuş bulunuyoruz. Bu aylar, imanımızdan gelen bir heyecanla ibadet hayatımızın daha canlı tutulduğu rahmeti bol, bereketli bir mevsimdir.
Yeryüzündeyiz… Fakat dünyaya korku ve üzüntü âdeta mührünü vurmuş: Korkudan gözler yuvalarından fırlayacak; üzüntü ile ciğerler pare pare… Ağlamaktan göz pınarları kurumuş. Vicdanlarda sükûnun, toplumda huzurun yerinde yeller esiyor.
İnsan tövbe kapısında yıkanıp fıtratına dönmelidir. En saf, en duru en temiz hali ile Rabbine kavuşmanın hayali ile yaşamalıdır. Dünya fanidir. Ahiret bizi beklemektedir. Dönüşümüz ancak O’nadır.
Resûlullah "Muhakkak ki ileride kapkaranlık geceler misali fitneler olacak!" buyurdu. "Onlardan kurtuluşun yolu nedir, Ey Allah'ın Resûlü?" denildi. Buyurdu: "Allah'ın kitabı! Onda sizden öncekilerin olayları, sizden sonrakilerin haberleri ve sizin de hükmünüz vardır. O, kesin çizgidir; şaka değildir.
Kur’ân’ın o yüce elçiye indiği Ramazan ayı, insanlık tarihi için yeniden yeşerme ve çiçeklenme olduğu gibi, her yıl bizlere gelen Ramazanlar da her insanın bireysel yaşamına o ruhanî baharı taşıyan bir mevsim olarak görülmelidir.
Kuran okumak, gece namazı kılmak, oruç tutmak, dedikodu yapmamak, yoksulu sevindirmek, ikramda bulunmak, gönülleri hoş tutmak, güler yüzlü olmak, sadaka vermek için 11 ay beklemeye gerek yoktur. Ramazan’ı diğer aylardan ayıran camilerdeki mahyalar olmalı sadece.
Vahyin ilk muhatapları olan Sahabe neslinin hayatlarının her tablosu, bizler için çok önemlidir. Çünkü onlar bizlerin Müslümanlığımızın aynalarıdır. Biz ideal mümin duruşunun nasıl olması gerektiğini ancak onların hayatlarına bakarak öğrenebiliriz.