Sahabe

Hz. Esmâ binti Ebî Bekir (r. anha)

Sağlam itikatlı, güvenilir, takvâ yönünden üstün bir hanımefendi idi. Bu yönünü bilen birçok insan ona gelip kendisinden hayır dua isterlerdi. Özellikle sıkıntılı ve hasta olanlar gelirlerdi. Sıtmaya yakalanmış kadınlar gelip dua etmesini isterlerdi.

Akabe Biati'nde İki Kadın

Medineliler O’nu görmek, O’na tabi olduklarını söylemek ve O’nu kendi memleketlerine davet etmek için Mekke yollarına düştüler. İşte bu Peygamber sevdasıyla yola çıkan 75 kişinin içerisinde iki cesur kadında da bulunuyordu: Esma binti Amr ve Nesîbe binti Kâ`b.

Ensâr

Ensârın Hz. Peygamber’e derin saygı, sevgi ve bağlılıkları vardı. Mal, mülk, para gibi şeyler onlar için sadece hizmet etmeye vâsıta idi. Ensâr Allah’tan gereği gibi korkar, Allah’a hakkıyla iman eder, Allah’ın dinine gerekli özeni gösterirdi.

Hz. Ebû Zer ve Mücadelesi - II

“Ebû Zer, İsa b. Meryem gibidir. İsa b. Meryem’in tevazuuna bakmak isteyen Ebû Zer'e baksın. Zühdü ve ibadeti İsa b. Meryem'e en çok benzeyen Ebû Zer'dir. Ebû Zer yeryüzünde İsa b. Meryem’in zühdüyle yürür.”

Hz. Abdullah b. Cahş radıyallahu anh

Bir defasında Efendimiz aleyhisselâm Abdullah’a dünyada en çok ne istediğini sormuştu da Abdullah şu cevabı vermişti: Benim dünyada en büyük hedefim Allah ve Rasûlünün sevgisini kazanmaktır. Gözümde başka bir şey yoktur.

Ebû Zer el-Gıfârî radıyallahu anh - 1

Ufukta birinin belirdiğini ve hızla kendilerine doğru geldiğini gören sahabe; “Ya Rasûlallah, bir gelen var.” dediler. Rasûl-i Ekrem (s.a.s)'in mübarek ağzından “Keşke Ebû Zer olsa!” sözleri döküldü. Gelen, gerçekten Ebû Zer'di.

Başmuallimin Resûlullah (sas) Olduğu Mekteb: SUFFE

Medine’ye hicret etmiş ve aynı zamanda evsiz, akrabasız olan sahâbîlerin kaldığı Mescid-i Nebevî’nin bitişiğinde yer alan mekâna “Suffe”; bu mekânda kalıp ilimle meşgul olan ve çoğunluğunu muhacirlerin oluşturduğu topluluğa da “Ashâb-ı Suffe” denilir.

Daru’l-Erkâm’dan Önce Müslüman Olanlar

Müminlerin Annesi Hz. Hatice binti Hüveylid radıyallahu anhâ Hz. Ali b. Ebî Tâlib radıyallahu anh Hz. Zeyd b. Hârise radıyallahu anh

Hz. Hatice (r.anha)

“Allah’a yemin ederim ki bana Hatîce’den daha hayırlı bir hanım verilmemiştir. İnsanlar beni inkâr ettiği zaman o bana iman etti. İnsanlar beni yalanladığı zaman o beni tasdik etti. İnsanlar beni mahrum ettiği zaman o bana malıyla sahip çıktı. Allah beni ondan, diğer hanımlara nasip olmayan çocuklarla rızıklandırdı.”

Abdullah b. Mes’ûd - Kur'ân'ın Tercümanı

İbn Mes’ûd, Rasûl-i Ekrem’in vefatından sonra geride bıraktığı en büyük Kur'ân âlimiydi. Abdullah ibn Abbas onun Kur’an’ın en büyük tercümanı olduğunu söylüyordu. Efendimiz aleyhisselam: “Kuran’ı şu dört kişiden öğreniniz.” buyurmuş ve en başta İbn Mes’ûd’un adını zikretmişti.
RSS - Sahabe beslemesine abone olun.