Zâhidâne bir hayat süren Hz. Ömer, halifeliği süresince beytülmalden ihtiyacı dışında bir şey almamaya dikkat etmiş, sıradan bir Kureyşli gibi yaşamıştır. Hz. Peygamber onun hakkında, "Sizden önceki toplumlarda Allah'ın kalplerine ilham verdiği kimseler vardı. Eğer benim ümmetimde de böyle kimseler varsa -ki şüphesiz vardır- muhakkak Ömer de onlardandır" buyurmuştur.
Sahabe
Ebû Bekir (r. anh)
Hz. Ebû Bekir, Rasûl-i Ekrem’in kayınpederi, en yakın dostu, sırdaşı, vahiy katibi idi. Hz. Peygamber bütün işlerinde ona danışırdı. Bu sebeple kaynaklarda kendisinden “Peygamber’in veziri” diye söz edilmektedir.
Ensar ve Muhacir Örnekliğinde Kardeşlik Bilinci
Nimet biliriz kardeşimizi, kardeşliğimizi. Ayet-i kerimenin (Enfal,63) ifadesiyle bu nimet Allah’tandır. O’nun iman nimeti sayesinde kardeşler olduk biz. Yeryüzündekilerin tümünü harcayacak olsak biz bu birlikteliği sağlayamazdık. Kardeşsiz kalmak uçurumun kenarında olmaktır iman ölçeğinde. Kalpleri birbirine ısındıran O’dur.
Hakikate Adanmış Bir Ömür: Selmân-ı Fârisî (r.anh)
Müslüman olmadan önceki hayatı ve sonrasına baktığımızda Selmân'ın bilgiyle hareket eden, araştırıcı ve sorgulayıcı bir kimliğe sahip olduğunu görüyoruz. Atalarının dini olan Mecusiliği terk etmesi, din arayışı ve hakikate ulaşma arzusu onun geniş bir düşünce dünyasına sahip olduğunu göstermektedir.
SAHABENİN SÜNNETE BAĞLILIĞI I : Hz. Peygamber’i Takip Etmeleri
Peygamber’in günlük hayatına gösterdikleri bu hassasiyet ve bilgileri rivayet etmeleri, sahâbîlerin, neleri sünnet olarak algıladıklarını açıkça ortaya koymaktadır. Bu tutum, Kur'ân'ın “örnek insan” olarak takdim ettiği Hz. Peygamber’in hayatının ayrıma tâbi tutulmadan, her yönüyle tam bir bütünlük içinde sünnet olarak benimsenmesi ve uygulanması bakımından ehemmiyetlidir.
Medine Öncülerinden Hz. Es’ad bin Zürâre (r.anh)
Hz. Es’ad bin Zürâre (ra), hicretten sonra ilk vefat eden, cenaze namazı Rasûlüllah tarafından ilk kıldırılan ve Ensâr’dan Baki’ mezarlığına ilk defnedilen Sahâbe oldu.
Rum Diyarının İlk Müslümanı: Suheyb-i Rûmî radıyallahu anh
O, Rasûl-i Ekrem'in hayatı boyunca hep yanındaydı. Cihad meydanlarında onun sancağı altındaydı. Efendimiz namaz için saf bağlayıp Rabbine yöneldiğinde Suheyb arkasındaydı. İlim meclislerinde önündeydi. Gözleri gözlerinde, kalbi söylediklerindeydi.
Hz. Ümmü Süleym radıyallahu anhâ
Ümmü Süleym (r.anha) Rasûlullah Efendimizin hizmetinde bulunan Enes bin Mâlik’in de annesidir. Hz. Enes’te câhiliye devrinde dünyaya gelmiştir. Ümmü Süleym’in mutlu bir evliliği yoktu. Kendisi ikinci Akabe’de İslâm’a intisab eder, o zaman küçük bir çocuk olan oğlu Enes’e de kelime-i şehadet öğretir.
Abdullah b. Ebû Bekir - Yaşı Küçük Ama Yaptığı İş Büyük
Hz. Peygamber, Abdullah’a istihbârât görevi gibi önemli bir görevi verirken, kimsenin onu önemsemeyeceğini ve izlemeyeceğini düşünmüştü. Hz. Âişe’nin ifadesiyle cesur, akıllı ve becerikli bir genç olan Abdullah, üç gün boyunca her akşam evlerinde hazırlanan yiyeceği alıp mağaraya götürür ve Mekke’de olup bitenleri Hz. Peygamber’e ve babasına aktarırdı.
Sahabeden Nasihatler
“Bilmeyene bir kere, bilip de yapmayana yedi kere yazıklar olsun!”
Ebu’d-Derdâ radıyallahu anh
