Yine geldi cânım Ramazan!
Ramazan ayının Müslümanlar nezdinde diğer aylara nazaran güzîde bir yeri vardır. “On bir ayın sultanı” olan bu mübarek ay, Allah Teâlâ’nın mü’minlere bir ihsanı ve lütfudur. Çünkü Ramazan ayı, Kur’an, oruç,iyilik, güzellik,kardeşlik, sevgi, huzur ve bereket ayıdır.Bu ay, sadece açlık ve susuzluk ayı değil, maneviyatın yoğun olarak hissedildiği ve yaşandığı bir aydır.Yapılan duaların ve edilen tevbelerin kabul olunduğu Ramazan’da herkes birbiriyle yakınlaşma ve uzlaşma yoluna girer, küsler barışır,azıklar paylaşılır ve en önemlisi insanoğlu, nefs-i emmâreyi teskin etmenin imkânına ulaşır.
Yardımlaşmaların, hayır ve hasenâtın çoğaldığı bu mübarek ayın heyecanı, sadece ülkemizi değil İslam coğrafyasının tamamını sarar.Türkiye’de Ramazan öncesi evler temizlenir, çarşı pazardan iftariyelik- sahurluk alışverişleryapılır, iftar davetleriplanlanır. Ramazan günleri tatlı bir telâşe ile geçer.Ramazan’a özel kitap fuarları, sergiler açılır.İftar için özel mönüler hazırlanır. İftarla birlikte ışıldayan minarelere takılan geleneksel mahyalar Ramazan’ın manevi atmosferini daha da pekiştirir.Mukabeleler okunur, teravih için camilere koşulur.Acaba diğer memleketlerde yaşayan Müslüman kardeşlerimiz bu heyecanı nasıl paylaşıyor?Şimdi gelin hep beraber dünyada Ramazan ayı ne şekilde yaşanıyorbir göz atalım.
Orta Asya’da Ramazan
Orta Asya, Türk boylarından oluşan, kıymetli şahsiyetlerin yetiştiği bir bölge. Fakat bu bölgede yaşayan Müslüman halk özellikle son bir buçuk asırda yabancı kültürlerin etkisinde kaldığı için kendi kimliğinden uzaklaşmış.Haliyle ramazan ve oruç kavramları de değişiklik göstermiş.Sovyetler zamanında fişleme yöntemi ile insanların oruç tutmaları engellenmiş. Ayrıca orucun sağlığa zarar verdiği şeklinde yanlış bir kanaat oluşturulmuş.Böylece zamanla oruç ve ramazan, halkın gündeminden çıkmış.
Kırgızlarda oruç tutan Müslümanların sayısı az. Genellikle orta yaş ve üzeri, ramazan boyu oruç tutuyorlar. Kimileri ise sadece birkaç gün oruç tutmakla yetiniyor. Bu da ramazanın başında, ortasında ve sonunda oluyor. Oruç tutulmayan günler ise kaza edilmiyor.Buna rağmen Kırgızistan’da ramazan günleri oldukça neşeli ve sevinç içerisinde geçiyor. Eskiden olduğu gibi bugün de sahura kalkılıyor. Özellikle oruç tutmayanlar, sevaba girme düşüncesiyle oruç tutanları iftara davet ediyorlar. Yemekten sonra Kur'an okunuyor ve dua ediliyor. Teravih namazı, ya evlerde topluca kılınıyor ya da camilere gidiliyor.
Kırgızistan’da “Ca Ramazan” denen ramazana özel bir gelenek vardır. “Ca Ramazan” Türkiye Türkçesinde “Ya ramazan”dan başka bir şey değildir. Ca Ramazan geleneğine göre, ramazanın on beşinci gününden sonra gençler toplanarak, at üzerinde veya yaya olarak köyü dolaşıp her eve uğruyor; dilek, niyet, dua ve istekleri ihtiva eden uzun manzum söz söylüyorlar. Ev sahibi bunu sonuna kadar dinliyor ve gelenlere şeker, tatlı, meyve, para gibi şeyler veriyor.
Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan’da da ramazan coşkusu yoğun bir şekilde hissediliyor. Davetler veriliyor, yardımlar yapılıyor, Kur’an okunuyor. Namazlar cemaatle kılınmaya çalışılıyor. Bu ayda birçok bölgede alkol satımı durduruluyor.Halk aşikâre yemek yememeye özen gösteriyor. Orta Asya, ramazanı maddi ve manevi açıdan keyifli ve doyurucu geçiriyor.
Ortadoğu’da Ramazan
Bilindiği üzere bu bölgede Müslümanlara karşı saldırılar durmaksızın devam etmekte. Başta Suriye olmak üzere Irak, Pakistan, Mısır ve Afganistan'da yaşanan olaylarda milyonlarca Müslüman hayatını kaybetti. Yine de ramazanın heyecanı burada yaşayan Müslümanlar tarafından unutulmadı.
Şamlılar ramazanı daha çok mescitlerde Kur’an okuyarak, ibadet ederek, gece namazlarını toplu halde eda ederek geçirmekten zevk alıyorlar. Türkiye’deki gibi mukabele kültürü yok. Halkın çoğu Kur’an’ı bireysel olarak okuyor. Bunun yanı sıra her dükkândan, her evden Kur’an sesleri duyuluyor. Yine bu ayda sokaklar renkli ışıklarla aydınlatılıyor, mahyalar asılıyor. Bizde olduğu gibi onlarda da ramazan davulcusu var.Teravih namazlarının ilk sekiz rekâtıcamilerde kılınıyor diğer rekâtları evlerde tamamlanıyor. İftar davetleri oluyor, ikramlar ise bizdeki gibi çeşit çeşit. Bu ayda fakirler için kumanyalar toplanıyor ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyor. Suriye halkı ramazan ayını manevi açıdan dopdolu yaşıyor.
Şimdi Ortadoğu’nun kalbine gidiyoruz, Filistin’e. Filistin halkı duydukları top sesleri arasında ramazanı nasıl geçiriyor acaba? Ramazanın bereketi Filistin’i tam anlamıyla sarıyor. Anneler sahurda içmek ve ertesi gün zinde olmak için kayısı ya da şeker pancarından şerbet yapıyor.Çocuklar oruç tutmaya yedi sekiz yaşlarında başlıyor. Durumu elveren aileler camilerde iftar yemekleri düzenliyor. Ramazan boyunca dışarıda kimse-hatta gayrimüslimler de dâhil- yemek yemiyor. Teravihler hatimle kılınıyor. Son on gün yoğun ibadetle geçiriliyor. Ramazanın son Cumasını Mescid-i Aksa’da kılıyor Filistinliler. Daha sonra bayram için genç kızlar kurabiye hazırlıklarına başlıyor. Ramazan her şeye rağmen coşkulu geçiyor Filistin’de.
Ramazanı büyük bir neşeyle karşılayan Mısırlılar, geleneklerini koruyor. Mısır halkı, bu kutsal ayın başlangıcını tam olarak saptayabilmek için çıplak gözle hilali görmeyi bekliyor.Onlar için ramazanın ilk günü büyük önem taşır. Halkilk iftarını gelenek hasebiyle ailesiyle beraber açar. Oruçlarını genelde sütte bekletilmiş hurma ile açarlar ve ardından tüm hanelerde akşam namazı kılınır. Esas iftar sofrası ise bu namazdan sonra kurulur. Yine ramazanın popüleri sayılan iftar davetleri Mısır’da da karşımıza çıkıyor. Mısırlılar ramazana özel çeşitli yemeklerini hazırlıyor.
“Ramazan Fanusu” denilen Mısır’a ait başka bir gelenek de evlerin balkonlarından rengârenk fanusların sarkmasıdır. Sokaklaradeta bir panayır ortamına dönüştürülüyor. Teravih namazlarına büyük ilgi gösterilen Mısır’da, özellikle içinde Kadir Gecesi’ni barındıran son 10 gün boyunca camiler dolup taşıyor. Ülkemizde de olduğu gibi kadınlar ve çocuklar da teravih namazlarına büyük ilgi gösteriyor ve başını örtmeyen hanımların Ramazan ayında başlarını örtmelerine oldukça sık rastlanıyor. Müslüman halk ramazan süresince en azından bir hatim okumaya özen gösteriyor. Özellikle Nil Nehri’nde yapılan tekne gezileri, büyük camilere toplu halde yapılan ziyaretler, akraba ve dostlara verilen iftar yemekleri… Kısacası Mısır halkı bizim ramazanımıza oldukça benzeyen bir Ramazan ayı geçiriyor.
Pakistanlılar da coşkuyla hazırlanıyor rahmet ayına. Dünyanın tüm çekiciliğini bir kenara bırakır Pakistanlılar. Ramazan boyunca sinemalarda yalnızca dini içerikli filmler izleniyor. Halk sahura herkesi mest eden mani sesleriyle uyandırılıyor. Teravih namazları hatimle kılınıyor ve muhakkak her camide itikâfa giriliyor. Bayramdan bir gün önce “Çandrat” (hilal gecesi) kutlamaları yapılıyor.[1]
Uzakdoğu’da Ramazan
Çin genelinde ramazan havası tam olarak hissedilmese de Müslümanların camilerde toplu olarak iftar açması gelenek haline dönüşmüş. Çinli Müslümanlar kendilerine has yemekleriyle ve zengin kültürleriyle ramazan ayını birlik içinde geçirmeye hazırlanıyor. Müslüman Çinliler, çevrede helâl gıdalar satan marketlerden alışveriş yapmaya dikkat ediyorlar.İftarlar imece usulü veriliyor. İftar saatleri camilerin önü panayır yerine dönüyor. Caminin mutfak bölümünde Çin mantısı ve lapa pilav hazırlanıyor. Erkekler avluda meyveleri soyarak servise hazır hale getiriyor. Orucunu açan Çinli Müslümanlar camiden ayrılmayarak akşam, yatsı ve teravih namazını hep birlikte kılmaya özen gösteriyorlar. Müslüman olmayan halk, Çinli Müslümanlara gereken hassasiyeti titizlikle gösteriyor; yardımlaşma, dayanışma ve sadaka büyük önem taşıyor.
Malezya’nın politik yapısından ötürü ramazan farklı yaşanmaktadır. Bu mübarek ay geldiğinde birbirleriyle karşılaşan Müslüman halk “SalamatMenunaikanRamadhan" diyerek birbirlerinin Ramazanı'nı tebrik ederler. Ramazan öncesinde yapılan hazırlıklar camilere, sokaklara, dev alışveriş merkezlerine ve de medyaya yansıyor.
Ana caddeler rengârenk ışıklarla süsleniyor. Aile birlikteliğinin önemi bu ayda önemle vurgulanıyor. Malezyalılar iftarlarınıgenelde hurmaile açıyorlar ancak hurma yerine geçecekyerel tatlı ürünlerle açmayı da uygun görüyorlar. Gül şerbeti Malay sofralarında olmazsa olmazlardan. Ramazana özel büyük rengârenk pazarlar kuruluyor. Pazarlarda iftar için yemekler pişiriliyor ve maddi durumu iyi olan-olmayan çoğu vatandaş bu iftarlara iştirak ediyor. Camilerde ve mescitlerde ramazana özel vaazlar veriliyor. Bu ayda Kur’an sohbetlerine ilgi artıyor. Birçok camide teravihler hatimle kılınıyor. Gençlerin ve çocukların camilere rağbeti oldukça fazla oluyor ramazanda.
Endonezya’da ise her sene ramazanöncesi içki şişeleri imha ediliyor. Endonezyalı Müslümanlar bu ayda işlerine geç gidiyorlar, evlerine erken geliyorlar. Gayrimüslimler ve oruç tutmayanlar, Ramazan boyunca kamuya açık yerlerde yiyip içmekten kaçınmaya çalışıyor.
Amerika’da Ramazan
Amerika’da yaşayan çeşitli etnik kökenliMüslüman kardeşlerimiz arasında ramazan eskiye nazaran daha dolu dolu yaşanıyor. Her ne kadar günlük hayatın içerisinde ramazan olduğu pek anlaşılmasa da birçok cami etrafında toplanan Müslümanlar, ramazanın coşkusunu çevreye hissettirmeye çalışıyor. Cami cemaatleri tarafından hemen her akşam iftar yemekleri düzenleniyor. Bu yemeklere gayrimüslimler de katılabiliyor. Böylece Müslümanlar ve gayrimüslimler arasında sıcak bir muhabbet oluşuyor. Yine aileler karşılıklı olarak birbirlerini iftara davet ediyorlar. Teravih namazları da cemaatle kılınmaya çalışılıyor.Ayrıca birçok kurum bu ayın varlığına dikkat çekiyor. Her sene halka açık iftar düzenleniyor. Bazı kültür merkezlerinde ramazana özel programlar düzenleniyor. Güney Amerika’da yaşayan Müslümanların sayısı az olmasına rağmen halk bu kutsal günleri beraber ihya etmeye çalışıyor.Güney Amerikalılar oruç tutan arkadaşlarını hayranlıkla izliyorlar. Birçok patron Müslüman çalışanlarının ramazan günlerinde evlerine erken gitmelerine izin veriyor. Bir festival havasında geçen ramazan akşamlarında çocuklar ellerindeki şekerlemeleriyle birlikte camilerde bir arada olmanın tadını çıkarıyorlar.
Avrupa’da Ramazan
Avrupa’da yaşayan Müslüman halk ramazanı neşeyle bekliyor. Türklerin yoğun olarak yaşadığı bu bölgede ramazan bir hayli heyecanlı geçiyor. Türk halkı oruçlarını iftar çadırlarında, sokaklarda kurulan iftar masalarında açarak, komşularını ve yakın akrabalarını iftara davet ederek kültürlerini yaşatmaya çalışıyor. Hatta sahurlarda bile birbirlerini evlere çağırıyorlar. Camiler de aktif olarak hizmet veriyor ramazanda. Camide bazı günler dernek yönetimi, bazı günler de hayırsever vatandaşlar tarafından iftar veriliyor.Türkiye'ye özgü birçok ürün bulunduğu için buradaki Türk Müslümanlar,kendi mutfağına özgü yemeklerle iftar yapma şansına sahip. Teravih namazı için camiler dolup taşıyor. Türkiye’deki gibi camilere mahyalar asılmıyor. Ancak ramazana özel ışıklandırmalar yapılarak caddeler rengârenk görünüme ulaşıyor.
Afrika’da Ramazan
Her sene binlerce insanın açlıktan öldüğü Afrika’damübarek ramazan ayı genellikledurgun geçiyor. Kardeş ülkelerden, her ne kadar ramazana özel kumanyalar ihtiyaç sahiplerine gönderilse de gelen yardımlar tam anlamıyla yeterli olamıyor. Bazıları her şeye rağmen ramazan boyunca oruçlarını düzenli tutmaya devam ediyor.
Afrika’nın yarı gelişmiş bazı ülkelerinde ise ramazan daha hareketli geçiyor. Özellikle Kenya sokakları ramazana girerken aydınlatılıyor.Akşam ezanı vaktinde caddeler festival havasına bürünüyor. Kenyalı Müslümanlar iftar yemeklerini sokaklarda ya da cami avlularında hep beraber yiyor.Teravih namazları cemaatle kılınıyor. Kenyalılar Müslümanları “kudüm” sesleriyle uyandırıyor. Uganda’da kurulan iftar çadırlarına büyük rağbet oluyor.Somali’de ise oruç tutmak intihar etmek gibi.Çad’da ramazan daha bir hareketli. İftarlarda çorbalar, hafif yiyecekler ve sütlaca benzer tatlılar en çok yapılan yemekler. Ramazana girilince halk, ibadetlerine daha çok özen gösteriyor. Ezan sesleri her yere ulaşsın diye televizyonlardan, radyolardan ezan sesleri duyuluyor. Fakirlere yardım ediliyor, çocuklar sevindiriliyor. Değişik bölgelere yayılan Çad halkı, birlikteliğini sergilemek istercesine ramazanı ihya etmeye çalışıyor.
Balkanlar’da Ramazan
Balkanlarda ramazan ise Osmanlı kültürünü yansıtarak yaşanıyor. Erkekler ve kadınlar Ramazanı bir daha göremeyecekmiş gibi yaşıyorlar. Camiler hem içeriden hem dışarıdan ışıklandırmalarla süsleniyor. Sahurda ve iftarda davul – bazı bölgelerde top- sesleri duyuluyor. Caddeler ışıklandırılıyor, değişik süslemelerle hoş bir atmosferin içine giriyor halk. Restoranlarda ramazana özel mönüler hazırlanıyor. Gündüzleri mukabeleler okunuyor. Mevlitler, zikirler geceleri süslüyor. Gece namazları cemaatle kılınıyor camilerde. Ramazanın son gecesi ise cami kandilleri ve evlerdeki ışıklar bayram sevincini göstermek için yakılıyor.
Görüldüğü üzere dünyanın değişik yerlerinde yaşayan kardeşlerimiz ile aynı heyecanı farklı şekillerde paylaşıyoruz. On bir ayın sultanı olan ramazan, bizleri eşsiz manevi atmosferin içine sokuyor.Yine de İstanbul’da ramazanı yaşamak bir başka güzel!
Rabbim, İslamümmetine ramazanıhayırlı geçirmeyive ibadetlerilayıkıyla eda edebilmeyi nasip etsin!
Yeni yorum ekle