Efendimizde Şefkat ve Disiplin – I

 

Allah, şefkat ve merhametinin yüzde birini yeryüzüne indirdi. Varlıklar bu bir parça şefkat sebebiyle birbirine merhamet ederler. Kısrak da ayakları arasında gezinen yavrusunu çiğnememek için ayağını kaldırır ve dikkatle yere basar.”[1]

Şefkat farklı bir iklim… Fıtrata kodlanan bu güzel vasfa sahip olmak, son derece büyük ilahî bir hediyedir ki insanın insaniyeti bu şifrede gizlenmiştir. Şifreyi doğru okumak da bir o kadar beceri gerektirir. Zira bu duygunun kaynağının Allah’tan alındığı bilinmeli ve yine bu duygu O’nun (cc) rızasını kazanmak için varlık âlemine sunulmalıdır. Çünkü “merhamet etmeyene merhamet olunmaz[2] hükmü son derece açıktır.

Her mevzuda olduğu gibi şefkatin de timsali Efendimizdir. Kur’ân-ı Kerim’de Allah Teâlâ, O’nu (sas) bizlere şu şekilde tanıtmaktadır: “Andolsun, size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız O’na çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.”[3]

O’nun şefkati, kuşkusuz yaratılmışların tamamını kuşatır. Özellikle varlık âleminin en saf, en yalın, en samimi öğesi olan çocuklara yönelttiği sevgi ve şefkat, eğitimin ana ilkelerini belirlemesi açısından son derece önemlidir. O (sas), çocuğu “cennet kokusu” olarak tarif ederken torunları için “reyhanlarım” ifadesini kullanırdı.[4] Onları sever, kucaklar, öperdi. Zira ahlakı Kur’ân olan Peygamberimiz, Allah’ın çocuğa verdiği değeri en güzel şekilde hayata geçirendi. Çünkü Allah (cc), çocuk için en güzel ifadeyi kullanıyor ve ona “gözbebeği”[5] diyordu. Allah, annelerin gönlüne yerleştirdiği şefkat duygusu ile hem çocukların bakım ve eğitimlerini temin etmiş hem de insana kendi şefkatinin sınırsızlığı hakkında fikir vermiştir. Zira ebeveyn çocuğuna nasıl şefkat gösteriyorsa, Allah’ın da kuluna öyle şefkat edeceğini Efendimiz bildirmiştir. Mademki Allah ve Resûlü şefkatin eşsiz ifadelerini sunmuştur, o halde insanın şefkat hazinesinden bolca harcamaktan öte başka bir yolu yoktur.

Ancak şefkat, her konuda müsamaha anlamına gelmemelidir. Bilakis, otokontrol sistemini kurarak, içsel disiplini gerçekleştiren bir yapı kazanılmalıdır. Bu itibarla Efendimizin çocuklara gösterdiği şefkat incelendiğinde sevgi ve merhametin ileride muazzam bir içsel disiplin oluşturduğu görülmektedir. O (sas), bu sistem içerisinde sevgi, ilgi, alaka, değer verme gibi hususları dengeli bir şekilde tatbik ettiği için disiplin adına cezalandırma yöntemine kesinlikle ihtiyaç duymuyordu.

Efendimiz çocuklara âdeta bir yetişkin gibi davranıyor, onların fikirlerini alıyor, fikirlerine saygı duyuyor ve kendilerine sonsuz değer veriyordu. Bu davranışla karşılaşan çocukta kadirşinaslık gelişiyor, inatlaşmaya dönüşmeden mevzu hallediliyor idi. Çocukları değil dövmek onlara kızmak, bağırmak ve hatta surat asmak gibi davranışların asla kendisinde zuhur etmediği Efendimiz, disiplini bu yollarla sağlamaya çalışmamıştır. Zira O’nun eğitim anlayışında disiplin, kendiliğinden ve doğal olarak ortaya çıkan bir sonuçtur.

Efendimiz, çocuğu birey olarak kabul ediyor, varlığını tanıyor, gereken değeri ve önemi mutlaka hissettiriyordu. Çocuklara selam veren[6], hasta olduklarında onları ziyarete giden[7], tüm ciddiyet ve gizlilik içerisinde sırrını teslim eden[8] Efendimiz, bir defasında da henüz sekiz yaşında olan Amr b. Seleme’yi Kur’ân’ı çok iyi bildiği için kavmine imam tayin etmişti.[9] Fikri sorulan, sorumluluk verilen, duygu ve düşünceleri önemsenen çocuk; değerli ve önemli olduğunu hissetmektedir. Bu sebeple melekeleri gelişmekte ve sonuç olarak kendine güvenip etrafına da değer vermeyi öğrenmektedir.

 

Yazının devamı:   Efendimizde Şefkat Ve Disiplin – II

 

 

 


 

[1] Buharî, Edeb,19; Müslim, Tevbe, 17.

[2] Müslim, Fedail,15; Buharî, Edeb, 18.

[3] Tevbe sûresi, 128.

[4] Tirmizî, Sünen, V, 323.

[5] Furkan sûresi,74.

[6] Müslim, Selam, 14-15.

[7] Buharî, Merda, 9.

[8] Müslim, Fezail, 54.

[9] Canan, İbrahim, “Aile Reisi ve Baba Olarak Hz. Peygamber”, İst., 2005, s. 88.

Yazar: 

Yeni yorum ekle

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.