Sahabiler

Sa’d b. Muâz radıyallahu anh

1-Sa’d b. Muâz nerede doğmuştur?

İftar Sofrası

Aşere-i Mübeşşere’den, zenginliği ve cömertliği ile meşhur olan Abdurrahman b. Avf radıyallahu anh oruçluydu. İftar vakti geldiğinde önüne çeşit çeşit yemeklerin bulunduğu bir sofra getirildi. Abdurrahman b. Avf, sofraya şöyle bir baktı ve bir süre daldı.

Muâz b. Cebel (r.anh) - I

Muhammed aleyhisselâm’ı gördüğünde yüreği nasıl coşmuş, kim bilir neler hissetmişti? Onu görmek, onu dinlemek, elini mübarek elinin üzerine koyup ona söz vermek nasıl bir mutluluktu. Sevgili Peygamberimizin güler yüzü, mübarek sözleri ölü ruhlara hayat, gönüllere şifa verir, O’nun bir bakışı mevsimleri değiştirir, kışları bahara çevirirdi.

Hz. Ebû Ubeyde b. Cerrâh radıyallahu anh

O, Hz. Âişe’nin ifadesiyle Efendimiz aleyhisselâm’ın Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer’den sonra en sevdiği insandı. Aşere-i Mübeşşere’den, henüz hayatta iken cennetle müjdelenen bahtiyarlardandı. Allah Rasûlü onun bu ümmetin emini olduğunu söyler, Ebû Bekir ne güzel bir kuldur, Ömer ne güzel bir kuldur, Ebû Ubeyde b. Cerrâh ne güzel bir kuldur...

SÜNNETE BAĞLILIK IV: Taviz Vermemeleri

Sahâbîler, sünnetle amel ederken kınandıklarında bunlara itibar etmezlerdi. Çünkü Müslüman bir toplumun bazı özelliklerinden bahseden “... Hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar...”[31]ayetindeki bu vasfı taşıyorlardı.

Ümmetin Hakimi: Ebu’d-Derdâ radıyallahu anh

Zühd ve takva üzerine bir hayat yaşamaya çalışan Ebu'd-Derdâ radıyallahu anh, Allah yolunda cihadı da ihmal etmemiş, gerçek bir zahidin aynı zamanda kahraman bir mücahid olması gerektiğini en güzel şekilde göstermiştir.

Hz. Es’ad b. Zürâre Radıyallahu Anh

Es’ad b. Zürâre (r.anh), Medine’yi İslâmiyet ile buluşturan ilk Müslümanlardandı.[26]Akabe’de biat için uzanan ilk el onundu. Medine İslam devletinin temelleri onun evinde atıldı.

Abdullah b. Zübeyr b. Avvâm radıyallahu anh

Dedesi Hz. Ebû Bekir’e benzetilen Abdullah b. Zübeyr, şecaatinin yanında ibadete düşkünlüğüyle de tanınırdı. Gündüzleri oruçla geçirir, geceleri namaz kılıp Kur’ân okurdu. Çok namaz kılması hasebiyle kendisine “Mescid Güvercini” (hamâmetü'l-mescid) denilirdi.

Ensar ve Muhacir Örnekliğinde Kardeşlik Bilinci

Nimet biliriz kardeşimizi, kardeşliğimizi. Ayet-i kerimenin (Enfal,63) ifadesiyle bu nimet Allah’tandır. O’nun iman nimeti sayesinde kardeşler olduk biz. Yeryüzündekilerin tümünü harcayacak olsak biz bu birlikteliği sağlayamazdık. Kardeşsiz kalmak uçurumun kenarında olmaktır iman ölçeğinde. Kalpleri birbirine ısındıran O’dur.

Hakikate Adanmış Bir Ömür: Selmân-ı Fârisî (r.anh)

Müslüman olmadan önceki hayatı ve sonrasına baktığımızda Selmân'ın bilgiyle hareket eden, araştırıcı ve sorgulayıcı bir kimliğe sahip olduğunu görüyoruz. Atalarının dini olan Mecusiliği terk etmesi, din arayışı ve hakikate ulaşma arzusu onun geniş bir düşünce dünyasına sahip olduğunu göstermektedir.
RSS - Sahabiler beslemesine abone olun.