Hz. Ebû Bekir, Müslüman olduktan sonra ne hazarda ne seferde Allah Resûlü’nün yanından hiç ayrılmadı. Can yoldaşı oldu. Sıcakta gölgesi, soğukta sütresiydi.
İlk vahiy geldiğinde eşi Hz. Hatice’ye “Bana kim inanır ki?” diyen Resûlullah’ın artık sığınacak emin bir limanı, saklanacak bir mağarası, uyuyacak bir dizi, ağlayacak bir omzu vardı. Artık dünyaya meydan okuyacak iki yürek vardı.
O, İslâm mesajını çağlara taşıyan öncüler kervanının en önünde, Rasûl-i Ekrem’in(s.a.s) hemen yanı başında yürüyendi. En hayırlı ümmetin en hayırlı ferdiydi. Hz. Ebû Bekir(r.a), mıknatısın metalleri çekmesi ya da süngerin sıvıları...