Efendimiz Âlemlere Şeref Bahşettiler


Efendimizin velâdetine yakın günlerdeyiz. İsterdim ki salavatların en zenginleriyle ve ziynetlileriyle O zat (asm)’ı karşılayabileyim. Ecdadımızın mücessem, ebedi naatlarıyla (mümkün olabilirse) daha güzelleriyle selamlayayım.

Şüphesiz Efendimizin velâdetinin yıldönümlerini ümmet-i Muhammed (asm), her velâdet gecesini hayatının bütününü güzelleştiren bir yenilenme doğumu olarak tes’id eder.  Böyle rahmetli bir ümmet için bu zuhur en büyük bir şereftir. Muhammedî câmianın bilvesile onunla kendine gelişi ve yenilenişidir. Bizler için mübarek olsun. İnşallah sünnetinin deryasına dalarak şefaat-ı uzmâsına nail oluruz.

Bir kardeşim isabetli olarak yavrusuna “KEVSER” ismini koymuş. Bu Kevsercik öyle tatlı ki (gelecekte ruh-u canla içmek arzusunda olduğumuz) mübarek Kevser’i hatırlatıyor… Herhalde anası, babası onu severlerken Kevser’in lezzetini hissediyorlardır.

Bu Kevsercik henüz dört yaşındayken muhabbet-i Muhammedî tesirinde kendi iradesiyle, fıtrî terbiyesiyle Efendimiz (asm)’e bir mektup yazmak istiyor. Yazıcılık hizmetini babasından rica ediyor. Sonra mektubuna başlıyor.  Sevgili Efendimizi alem ismiyle yâd ederekten selamlayarak O’na arzularını belirtiyor “Ben seni çok özledim… Sana gelemiyorum… Seni bizim eve davet ediyorum… Kızın Fatıma’yı da alarak lütfen bize gel…” diye yalvarıyor. Masumiyetinin bütün şirinliğini,  temizliğini o mektup içinde sergiliyor.

Ben kendim bayatlamış bir ihtiyarım. Kevsercik kadar da efendiler imamı Rasûlullah’a muhabbetimi ve tazimatımı gösteremiyorum. Büyük utanç içindeyim… Yine de şefaatinden ümidim var…

O Sultân-ı Levlâk Efendimize hem salât, hem selam, hem merhaba…

Yeni yorum ekle

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.