Seccaden kumlardı…/
Devirlerden, diyarlardan /
Gelip göklerde buluşan /
Ezanların vardı!
Naatler
Üzülme!
Zindan varsa rüya var. Çöl varsa selvâ var. Çarmıh varsa ref’ var. Kurban varsa koç var.
Musibet varsa Allah var.
Üzülme! Allah (c.c) sabredenlerle.
Ya Rasûlallah
Dudaklarım çatlıyor, adını andığımda
Bu sevdanın nârında, yandım ya Rasûlallah
Sözün Kifayetsiz Kaldığı Anda...
Anlatamam ya Nebi ben Seni anlatamam
Taş kesilmiş kalbimi aşkınla ağlatamam
Ya Nebiyyi Muhterem
Bir güvercin misali kapında yuva kursam /
Tehlikeye ağ olup, yoluna turâb olsam /
Akan gözyaşlarımı, hasretinle yoğursam
Bayram O Bayram Olur
Mevlâ bizi afvede
Gör ne güzel ıyd olur
Cürm ü hatalar gide
Bayram o bayram olur
Şemail
Ne uzun ne kısa kararında boy /
Soyu İbrahim’den ne asil bir soy /
Saçları hoş siyah dalgalı bir koy /
Kemâlini giydir beni benden soy /
Âlemlere rahmet yüzünü göster
Yandım Ya Rasulallah!
Aydan arı yüzünle cihanı aydınlattın /
Kalpte tevhit mumunu yaktın ya Resulallah!…/
Dünyadan göçüşünle yürekleri kanattın /
Ruha bengisu gibi aktın ya Resulallah!…
Sen
Hakikate ram oldun, kör nefsini yendin sen /
Maneviyat pınarı; müspet ilim, fendin sen
Sevenlerinin Dilinden Efendimiz (sas) – Fuzûlî “Su Kasidesi”
Saçma ey göz eşkten gönlümdeki odlara su /
Kim bu denlü duduşan odlara kılmaz çare su
(Ey göz, gönlümdeki ateşlere gözyaşlarından su serpme
Çünkü böylesine tutuşan ateşlere su fayda etmez.)
