Güneş kumları kavurduğunda insanlık da kavruldu âdeta. Annesi ölen çocuk, ağlayamadı. Çocuğu canı tenindeyken gömülen anne ağladı. O kara gözlerdeki yalvarış, yürekleri dağladı… Şarap su misali içilirken kumarsız hane, faizsiz mal kalmadı. Her yerdeydi sanemler. Ve batmaktaydı insanlık… Erimekteydi vicda
İlk insandan itibaren her şey esasen aynıdır. Bugünkü şeklinin teknoloji ile renklenmiş olması, olayı mü’min gözüyle inceleyebilenler için farklılık göstermemektedir.
“Bu kıssayı nakleden hiçbir kimse, onu güvenilir bir senetle rivayet etmediği gibi, ‘Bunu Rasûl-i Ekrem’in ashabından falan sahabi rivayet etmiştir.’ diye bir isim de zikredememiştir.”
Peygamberimiz aleyhisselam, nazlı ve soylu devesi Kusvâ üzerinde Medine içlerine doğru ilerliyordu. Nasıl bir değer taşıdığını biliyormuşçasına yol alan Kusvâ, artan bir asaletle sağına soluna baka baka ilerlemeye devam ediyordu.
“Hiç şüphesiz Allah, sizin üç şeyi yapmanızdan hoşnud olur; üç şeyi işlemenize de gadap eder: Hiçbir şeyi ortak koşmaksızın yalnızca kendisine kulluk etmeniz,Topluca Allah’ın ipine sımsıkı sarılmanız, Allah’ın, yönetiminizi uhdesine verdiği kişiler hakkında samimi ve hayırhah davranmanızdan hoşnud olur...
İslam ülkelerinin tek tek başlarına gelenler gözümüzün önünde durmaktadır. Bu duruma yönelik geliştirilebilecek ilk tepki İslam coğrafyasında Müslümanların düşmanları karşısında birbirlerinin yardımlarına koşmalarıdır.