O Sevgililer Sevgilisi Habib-i Edibe
Ya Habîbî (sas)… Ya Habîbî (sas)… Ya Habîbî (sas)…
Ya Seyyide’l-Seyyidîn (sas),
Ya İmame’l-Muttakîn (sas),
Ya Ekrame’l-Ekramîn (sas),
Senin ümmetinin hem davetlisi, hem icabetlisi arasında en acizi olan Ahmed, Senin yolunda kurban olmak ister. Rabbisinden bu şerefe nâiliyyeti, can-û dilden ümid eder.
* Zeval ve firakın sillesine maruz aciz İHSAN, eşrefü’n-nas olan zâtının (sas) şahsiyyet-i maneviyyesi ile hilyesiyle bütün âlemlerin O’na zarf olamayacağına, O’nun için dar geleceğine kanaat getirdi. Zerrât-ı kâinatın dillerinin iştirakiyle “es-salâtü vesselâmü aleyke yâ NEBİYYALLAH” diyerek rûhen sükûnet buldu. Demek isterim ki kâinat, hakîkat-ı Muhammediye’ye (sas) nisbet edilirse küll halinde ecram-ı kesiresiyle küçük kalır. O’nu ihata edemez. Zarflayamaz.
* Bütün güzellikler Nur-u Ahmedi aleyhisselam’ın lemaatından parıltılardır.
* O güzelin cennet-i cemalinin müşahedesini, cennete severek tercih ederim.
*Âşıklara, O’nun âşıklarına hased derecesinde gıpta ediyorum. Kendilerine ne güzel, ne isabetli bir meslek bulmuşlar. O’nun (sas) cazibesi ile nurlanıyorlar.
*Salâvatlara “kesret ve kesâfetle” devam edebildikçe kalben nurlandığımız gibi cismen de nurlanırız. O’na (sas) muhabbetimiz artar. Sünnetini kucaklarız, sünneti de bizi kucaklar. Sanki mücessem bir SÜNNET oluruz.
*Kitab, sünnet O’nun (sas) sevilmesini vacib kılmıştır. Akıl ve idrâk de bu muhabbeti zarurî görür. İman esasından tedelli ederek (dallanarak) “ruh”la beraber letâif-î insaniyemiz O (sas) güzeller güzeline teveccüh etmiştir.
Maazallah O’ndan kopmak, ayrı düşmek, o ruh sahibinin en büyük azabı, en yakıcı cehennemidir.
17.10.2011