Ahora escuchamos las advertencias sobre el Corona virus, por lo que pasamos nuestros días en nuestros hogares lo mejor que podemos ¿Podemos transformar estos días que pasamos en nuestros hogares en una bendición?
Hastalık bir musibet ve imtihandır. Bir mümin canını Allah'ın emaneti bilir, Allah'tan sürekli sağlık ve âfiyet ister, sağlığını korumak için gayret eder, tedbir alır. Hastalandığında da tedavi olarak sağlığına kavuşmaya çalışır. Acaba evimizde geçirdiğimiz bu günleri hakkımızda hayra dönüştürebilir miyiz?
Zaman zamanı kovaladı. İnsan nesli çoğaldı. Herkes yeryüzüne dağıldı. Allah Teâlâ da her topluluğa bir peygamber gönderdi. O peygamberler de kendi ümmetlerine, tıpkı Hz. Âdem gibi, nereden geldiklerini ve nereye gideceklerini öğrettiler.
Daha ilk günden başlayan mescit-çocuk ilişkisi, Rahmet Elçisi’nin hoşgörülü, sabırlı ve anlayışlı tutumu ile günden güne gelişmiş, asr-ı saadet boyunca çocuklar Mescid-i Nebevî’nin şerefli cemaati arasında yer almışlardı. Elbette o gün de tıpkı bugün gibi çocuk çocukluğunu yapacak, hoplayıp zıplayacak, koşup oynayacak, namaz esnasında bazen ağlayıp belki de gülüşecekti.
Teoman Duralı, Erol Göka, Çiçek Derman, Şükrü Erbaş, Mario Levi, Nurhan Atasoy, Emine Öğün, İskender Pala, Hüsrev Hatemi ve Mustafa Tahralı vazgeçemedikleri 10 kitap şu şekilde sıralamışlar:
Adliye koridorlarında sıradan bir gün. Dosyalar gelmekte ve gitmekte. Duruşma salonları dolup boşalmakta. Hakimler, avukatlar, şahitler, sanıklar, müştekiler. Ve o kız. Çoook uzun zamandır sabırla sıranın kendi davasına gelmesini bekleyen inatçı kız. Yine oturmuş 28. duruşma salonunun kapısında bekliyor.
Fazlasıyla sert başladı, sert gidiyor şubat. Ferah, ılık, bereketli bir yaz kapıda demek ki. Acının önünde kuyruk olduk upuzun. Baharı uzun yaşayacağız belli ki. Çok yaş döktü gözlerimiz, neşeli günleri besledi böylece belki.
O, kendisinden başka tanrı bulunmayan Allah’tır.
Görüneni de, görünmeyeni de O bilir.
O merhamet eden, koruyup gözetendir.
O, kendisinden başka tanrı bulunmayan Allah’tır.