Olur Da…

M. Gülsüm AYDOĞAN –

Her ölüm erken ölümdür anne…


Anne; eğer bir gün erkenden girersem toprağa. Gelinlik niyetine kefen giyersem eğer. Hani limon ağacımı dikemezsem olur da, büyütemezsem hani, iki çift laf edemezsem onunla. Üzül ardımdan anne, emi.

İçime çeke çeke erguvan koklayamadıysam. Hani o şiirini ezberlediğim şairi göremediysem bir kez bile. Dava meşalesinin tekrar parladığını görmeden gidersem olur da. Gün doğmadan Erbain’i koyamadıysam başucuma. Leyla’yla Mecnun’u anlayamadan gidersem hani. Olupta bir yol uğratamadıysam şairler şahının mekânına Fatiha’mı. Ya Yasinler yüreklere su olmaktan çıktıysa. O zaman kütüphaneme yas düşsün emi. Ağlasın boş sayfalar ardımdan, yazamadıysam şevkimi, şelalemi.

Hani dedemin dualarla ördüğü kerpiç dam var ya, köy evi. Son bir yol uğratamadıysam oraya. Ceviz ağacına söyle beni merak etmesin emi. Beni de dedem gibi uğurlasın Hakk’a.

Cinnet kavramları kavuruyorsa zihinleri hala. Güzeller hala bireysellik düdüğünü öttürüyorsa. Vahdet uçurumlardan atıldıysa bağıra çağıra. Safahat tozlanmışsa raflarda. İki fani boya, önüne geçebiliyorsa mevcudiyetin. Mecnunluk kalmadıysa ya da Leyla’dan ötesi yoksa artık. Susmasın, madem hünerini göstermez artık, kalemim de ağlasın.

Edep fani değildir diye bilirdim ama onu da katlettilerse şayet. “Ya Hu” ların ardı boş kaldıysa. Tarihin adı fiyasko olduysa eğer. Kemikleri sızlamışsa ataların. Gözyaşı da fiyaskoya dahil olduysa, hatta akmıyorsa artık, unutulduysa. Sebep kalmamışsa nümayişlere. Jop yemek tat vermiyorsa artık. Limon ağaçları da öldüyse eğer. Bırak anne, ölmeden biraz ağlayayım.

Add new comment

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.