Add new comment

Yüreğimsin Babam

Şeyma MUTLU -

Gözlerinden akan sonbahar hep böyle toprak mı kokar? Buğulu bulutların ardında sakladığın eşsiz kahkahaların da var mı? Peki senin de tenine işler mi yağmurun damlaları? Islanır mı gözlerin, yanakların… Yoksa senin bakışların hep mi böyle ıslaktı?

Söylesene çocuk… Bu yaşlar bu yaşa fazla fazla ağır gelmiyor mu? Hangi oyuncağını aldılar elinden; uçurtmanı mı, yarış arabanı mı? Ya da hangilerine oyuncak oldun; zamana mı hayata mı? O güzel yumuk eller kalem kağıttan önce kazma kürek mi tuttu; ne bu nasırlar öpülesi ellerde? Yapma be çocuk… Yetim olmak senin suçun mu?

Anlatsana çocuk… Küçüktün değil mi o öldüğünde? Yüreğin sevmek nedir yeni yeni kavrıyordu. “Baba” nedir, ne işe yarar öğrenmeye beş kala gitti öyle mi? Belki de yaraların bu yüzden bu kadar derin. Bu yüzden kabuk bağlamadı izlerin. Köşelerde sessizce hıçkırmaların, özlemlerini içine atmaların hep bu yüzendi değil mi çocuk?

Yıllar var ki senin gözlerindeki o bakış hiç değişmedi. Sert tavırlarının altındaki uysallıktı seni çekici kılan. Duyduğun hasret, özlediğin sevginin birikimiydi belki de… Belki de bu yüzden üzerimize titremelerin. Baba! Sen hala oyuncağını kaybetmiş çocuk musun? Ya da hayallerini unutmuş, unutmak zorunda kalmış bir yetim mi? Hangisi olursan ol, hangi kılığa bürünürsen bürün, sen benim ilk dayanağımsın… En sert bakışlarında pişmalıklarını yakaladığım kanatsız meleğimsin. Sakladığın o kanayan yüreğine kaç yürek sığdırdın baba, kaç yürekte teksin bilmem… Ama sen benim ilk “yüreğimsin” babam…

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.