YENİ DOĞAN: KALBİM
ELANUR DEMİR
Yeni doğan kıyafetleri, yeni doğan kimlik randevusu, bebek hediyesi, destek paketi, bebek bezi… Her an elimizin altında olan telefonların arama çubuğuna “yeni doğan” yazdığınızda bir sürü kelimeye sıfat olduğunu görürsünüz. Aynı aramayı kalplerinizde yaptığınızda görseller kısmı yumuk yumuk ellerle, baldan tatlı yanaklarla, henüz açılmamış birer goncaya benzeyen gözlerle dolar. Sevgi bir sel oluverir de dünyaya henüz merhaba diyen masum yavruların üstüne akar âdeta.
Şu günlerde yeni doğanı “çete” kelimesine sıfat yaptılar. Artık arama yaptığınızda ilk gördüğünüz tamlama “Yeni Doğan Çetesi” olacak…
Kelimelerin buradan sonra diyecek bir şeyi kalmıyor… Şairin deyimiyle “Edebiyat burada bize yardım edemez…” En cesur kelime en korkak varlığa dönüşüp bulduğu ilk eteğin arkasına sığınıyor. Kalbim, ey insanlığım, ey vicdanım sen yazarken bunları bir bir, okurken satır satır, Medine sokaklarından “Vah bizim İslamiyet’ten önceki halimize, biz kız çocuklarını diri diri toprağa gömerdik…” diyenler çıkagelse Müslüman bir ülkede onlarca bebeğin annesinin bağrından koparılıp canice katledildiğini öğrense sen kimin eteğinin arkasına saklanır, başını hangi taşlara vurursun ? Mekkeli müşriklerden hallice vaziyeti kime, nasıl izah edersin ?
Bana sorulmadan, açılmadan kapanmaya mahkûm edilmiş boncuk gözlerin hesabını önce göğsümde taşıdığım yüreğime soruyorum öyleyse. Sorgu sonra mahkemeye taşınsın. Eli kanlı vahşileri ağzı süt kokan çocuklara karşı savunacak bir avukat bulunur elbet. Bir karar çıkar, bir süre hapis yatılır tabii.
Bırakıp bu sistemi, bırakıp tüm hakimleri mahkeme-i kübrayı düşünüyorum. Zerre kadar kötülüğün ve zerre kadar iyiliğin karşılığını göreceği çetin hesap gününü… “Zalimler için yaşasın cehennem” sözü yankılanıyor içimde. Dünyada verilecek hiçbir cezanın içleri soğutmayacağı bu katliamın failleri için yaşasın, diyorum içimden. Sonra zalimlerden olmak korkusu sarıyor bütün bedenimi. Ürpermeyen kalpten Allah’a sığınan peygamberin (s.a.v) ümmetiyim ben. Eliyle düzeltemiyorsa diliyle, diliyle düzeltemiyorsa en azından kalbiyle buğz eden biricik Nebi’nin sancağı altında toplanmayı düşlüyorum. Yokluyorum kalbimi, para denen ilahlaştırılmış meta uğruna annesinin, kokusunu içine çekemediği yavruları katledenlere yeterince soylu bir öfkesi var mı ? diye.
Yeniden doğ, diyorum kalbime. Arama butonlarında yeni doğanı bir de sen sıfat yap kendine. Yeniden doğur insanlığını ve seslen tüm insanlara: “Kardeşlerim! Çağın kulakları ve kalpleri sağır eden sesini kısalım birlikte ve haykıralım hep beraber. Ölmedi vicdanlarımız ve hâlâ diri öfkemiz!”