Müslümanların en belirleyici direnç ve dinamizm kaynağı olan “Allah yolunda Cihad ve Şehadet” aşkının en şahika örneklerini ise, ilk İslâm-Küfür savaşı olan Bedir Gazvesi’nde buluyoruz.
Peygamber aleyhisselâm efendimiz üç yüz kişinin içinde en yakın akrabalarını üç keskin kılıcın altına sürerek, evlerinden ümmeti idare etmeye kalkan, fedakârlığı başkalarından bekleyen, kendi çocuklarına ve yakınlarına sadece imkanlardan veren; ama cefa çektirmeyenlere önemli bir ders vermiştir.
Allah yolunda cihad “Ey örtüsüne bürünen, kalk ve uyar”[1] emriyle başladı. Muhammed aleyhisselâm güvendiği, ümit beslediği kimseleri tek tek İslam’a davet ediyordu. Sonra bir sabah Safâ tepesinden seslendi tüm Mekke halkına: “Ey insanlar! Şu dağın ardında size saldırmak isteyen bir düşman ordusu var, desem bana inanır mısınız?” diye sordu