Ahmet EFE -
RASULULLAH’A
Ben Senin gülşeninde bülbül-ü zârım efendim
Senin gönül ikliminde gülizârım efendim.
Tâ Elest Meclisi’nde kapıldım rüzgârına
Bir ebedî nağmedir ruz-i gârım efendim
Can yurduna devadır bir defa tebessümün
Canım hasta firakınla yârim efendim
Kapında boynu bükük bir lâle gibi hâlim
Medet kıl kovma beni ey hünkârım efendim.
Senden özge ne eş var, ne dost var, ne arkadaş
Yanmış, yıkılmış yurdum, terk-i diyârım efendim.
Şu günahkâr hâlimi nasıl arzetsem acep
Kurudum, kadîd oldum, sonbaharım efendim.
Sünnetini unutmuş ümmetini gördükçe
Yüreğim param parça ve bîmârım efendim.
Yavrusunu yitirmiş bir ceylanım dağında
Bulanık seller gibi bîkarârım efendim.
Hüsnünü insanlara vasfedemedim gitti
Bu yüzden kebap oldum dahi nârım efendim
Şu muzdarip ruhumu kafesinden kurtarıp
Beni de gül bahçene al dildârım efendim.
Ey nur-u mükevvenât, aşkındır gayrisi yok
Fânî âlem içre bâkî-kârım efendim.
Özümde ben Yunus’un sevdası gizli durur
Evet Sensin, sade Sen bütün vârım efendim
Yeni yorum ekle