Peygamberimiz ve Biz

Vefa Borcumuz: Salât

Kralın biri susamış ve su istemiş. Saray erkânında muhafızlar, şairler, dalkavuklar, medyumlar, müneccimler, kâhinler, din adamları bulunuyormuş. Krallarını, geniş bir halka oluşturmuş vaziyette ayakta dinliyorlarmış.

Muhabbetle Kalın – I

Resûlullah (sas), Allah’ı ve Resûlü’nü her şeyden çok sevmeyi, imanın şartı olarak saymıştır. Ebû Rezîn el-Akîl, kendisine: “Ey Allah’ın elçisi, iman nedir?” diye sorunca: “Allah ve Resûlü’nün, sana, her şeyden daha sevgili olmasıdır.” buyurmuştur.

Muhabbetle Kalın – II

Allah, Kendisinin değil de Resûl’ün örnek alınmasını istiyor. Çünkü ancak bizim gibi bir beşer, bize örneklik teşkil edebilir. Yemek yiyen, çarşılarda gezen, ölümün tüm insanları bulduğu gibi, O’nu da bulacağı bir beşer…

Yanıyor Adam!

- Yanıyor adam! Su getirin! -Aman Allah’ım! Hadi, hadi! Şu paltoyu ıslatıp da üzerine kapatalım! Adam göz göre göre yanıyor! Yetişiiin!

Canımızdan Daha Yakın

Allah, peygamberleri insanlar arasından seçmiş ve insanlığı uyarmak için görevlendirmiştir. Seçilen bu peygamberlerin varlığı, her şeyden önce Allah’ın dünyayı yaratıp da terk etmediğini ve âlemlere rahmetinin devam ettiğini göstermesi açısından önemlidir.

Düşünmek İçin…

Her âyet ve hadis, bizim için düşünülüp sonuçlar üretilecek kaynaklardır. Peygamber aleyhisselam ile aramızdaki mesafe uzadıkça bu iki kaynağı böyle bir mantıkla ele alma oranı da gitgide gerilemiştir.

Muhteşem Mü’min

Mü’minin Allah Teâlâ hakkındaki bilgisi derinleştikçe, iman menşeli ihtişamı da büyür. Allah’ın zatını tanımak, razı olacağı ve gazap edeceği şeyleri bilmek, O’nun kitabını anlayabilmek; hayatın sırrına vâkıf olup dolu dolu yaşamaktır.

Çalılıkta Yürümek

Yürümek durumunda olduğumuz yol çalılık olabilir, olacaktır da… Başta enbiya olmak üzere, engebesiz yollarda yürüyen olmamıştır. Tahminlerimizin üstünde sıkıntılar, aşılması güç tepeler önümüze çıkabilir. Dostumuz düşmanımızdan daha az olabilir hatta tek kalabiliriz.

Eğleneceğiz ve Dinleneceğiz Ama Nasıl?

Eğlenmek için yaratıldığımıza iman edemeyeceğimiz gibi eğlenmek için yaratılmış gibi davranmayı da kabul edemeyiz. Çocuğumuzdan büyüğümüze kadar hepimiz eğlenebiliriz. Eğlenme zamanımız olabilir ancak bu eğlenmemiz bir gaye veya yaşamın kendisi hâline geldiği zaman mubahlık sınırlarını aşmış olur.

Davetçinin Mirası

Ömrünü Allah’a davete adayan, nesiller yetiştiren nice âlim ve davetçinin kendi çocukları üzerinde müessir olamayışı karşılaştıkları en önemli sıkıntılardan biridir. Dibine ışık veremeyen mum olmak; yürekleri aydınlatan, hidayet rehberi, peygamber varisi, âlim, âmil insanları üzmüştür
RSS - Peygamberimiz ve Biz beslemesine abone olun.