hakiki dost, onu görünce sizde hayırlı duyguların uyandığı, Allah'ın hatırlandığı, akla güzel şeylerin geldiği, gönüllerde güzel şeyler yapma azminin canlandığı dosttur.
Peygamberimiz ve Biz
Kendinizi ve Ailenizi, Ateşten ve Hüsrandan Koruyunuz
Bizlere yaratılış güzelliği ve sayısız nimet bahşedilmiştir. Bizden istenen, bizi yaratanı ve sonsuz nimetlerle donatanı tanımak, hayatı onun huzuruna çıkıp hesabını verecek şekilde ve şuurda yaşamaktır.
Üzülme!
Zindan varsa rüya var. Çöl varsa selvâ var. Çarmıh varsa ref’ var. Kurban varsa koç var.
Musibet varsa Allah var.
Üzülme! Allah (c.c) sabredenlerle.
Müstekbir
İnsanlık tarihi, bir peygamberler tarihidir; İslam ve küfrün, tevhid ve şirkin, ıslahın ve ifsadın tarihidir. Bu tarihin ve tarihte yaşayan toplumların yapısına ilişkin sünnetullah, mele ve mütref, zalimler ve mazlumlar gibi bazı kavramlar Kur’an’da önemli bir yer tutar.
İnsan Olmak
Düşünmelidir insan, sorgulamalıdır: Ben kimim, yaradılış gayem ne, nerden geldim nereye gidiyorum, bu dünyadaki yerim nedir, beni diğer varlıklardan ayıran şey nedir, beni insan kılan özelliklerim nelerdir?
Dindar Olmak
İslamiyet, insanın varoluşsal bilincinin oluşmasında ve toplumsal hayatının düzenlenmesinde değer merkezli dinamik bir yapı arz eder.
Keşke Falanı Dost Edinmeseydim
Ukbe b. Ebî Muayt bir gün Hz. Muhammed’i yemeğe davet etmişti. Rasûlullah (s.a.s) davete icabet etmiş ancak şehadet kelimelerini söylemedikçe yemeklere el sürmeyeceğini belirtmişti.
Temsilciler ve Temsilciliğimiz
Akabe bir anddı! Bir taahhüttü Akabe. Allah’a dönüş, Peygamber’e bağlanıştı. Günahlardan kaçış, hayırlara koşuştu. Büyük bir dayanışma içinde İslâm’ı yükseltmek için yürekten verilmiş mü’min sözüydü.
Samimiyet Her İşte Allah'ın Rızasını Ummaktır
Samimiyet; gökte suda, dünyada fezadayani görüp ulaşabildiğimiz her noktada, belki bir yaseminin kokusunda ya da bir çınarın gölgesinde kısaca her an ve her halde Rab ile birlik olmaktır.İnsanın kendisini O’na yakın hissetmesidir.
Yüreğinde Ne Varsa...
Yüreğinde ne varsa sonsuzda o yankılanacak. O gün iyilik iyilikle, kötülük kötülükle karşılık bulacak.[1] Bir gün ki ne mallar, ne oğullar yarar sağlayacak. Ancak kalb-i selimle gelenler fayda bulacak. O gün yürek pusulası nereyi gösterirse amel gemisi oraya demir atacak. Herkes gönlündeki niyetine göre yerini bulacak.
