Konuşurken şuurlu ve bilinçli konuşan ve susarken bilinçli olarak susan, dilini tutan kimseye, Allah rahmet etsin. Muhakkak ki dilin, insan üzerinde etkisi, hakimiyeti, vücudun diğer azalarından daha üstün ve etkilidir.
Şurası iyi bilinmelidir ki Allah'ı anmak, iyiliği emretmek ve kötülükten alıkoymak veya Müslümanların arasını düzeltmek için yapılan konuşmalar dışında kişinin yapmış olduğu konuşmalar kendi aleyhinedir.
Bunun üzerine Muâz b. Cebel radıyallahu anh: "Ey Allah'ın Rasûlü, konuştuklarımızdan da sorgulanacak mıyız?" diye sorunca, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
"İnsanların, burunlarının üzerine cehenneme dökülmelerine, dillerinin işlediği hatalardan başka ne sebep olabilir ki?
O halde her kim kıyamet günü kurtuluş istiyorsa, kalbinde gizlediğine dikkat etsin ve amelini de düzeltsin. Ayrıca, dünya ile ilgili kuruntularını azaltsın.''
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in yaptığı bu konuşmadan kısa bir süre sonra Nisâ Sûresinin 114. âyeti nazil oldu:
''Onların fısıldaşmalarının birçoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka yahut bir iyilik yahut da insanların arasını düzeltmeyi isteyenin fısıldaşması müstesna. Kim Allah'ın rızasını kazanmak için bunu yaparsa, biz ona yakında büyük bir mükafat vereceğiz.''
Kişi, kalbi dili ile dili de kalbi ile bir olmadıkça, sözü fiiline (ameline) uymadıkça, bir de komşusu şerrinden emin olmadıkça gerçek mü'min olamaz.
Dilini (Allah'ın razı olmadığı boş/malayani şeylerden) muhafaza eden, zamanın kıymetini bilip ona göre amel eden ve tuttuğu yolun doğruluğunu bilen kişiye Allah rahmet eylesin.
Yeni yorum ekle