Salât-u Selam
اِنَّ اللهَ وَمَلٰئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّط يَا اَيُّهَا الَّذِينَ اٰمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْليمًا
"Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamberi överler. Ey inananlar! Siz de onu övün, ona salat ve selam getirin."
Ahzâb Suresi 56. Ayet
.
اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَأَزْوَاجِهِ وَذُرِّيَّـتِهِ كَمَا صَلَّيْتَ عَلٰى اٰلِ إِبْرَاهِيمَ وَبَارِكْ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَأَزْوَاجِهِ وَذُرِّيَّـتِهِ كَمَا بَارَكْتَ عَلٰى اٰلِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ
1. Allahım! İbrahim’in âl’ine rahmet eylediğin gibi Muhammed’e ve onun eşleriyle zürriyetine rahmet eyle. İbrahim’in âl’ini mübarek eylediğin gibi Muhammed’i, eşlerini ve zürriyetini mübarek kıl. Sen övülmeye layık ve şerefi yüce olansın.
(Buhârî, “Enbiyâ”, 10,; “Da’avât”, 33; Müslim, “Salât”, 69)
.
.
(ﺍَﻟﻠّٰﻬُﻢَّ)ﺻَﻞِّ ﻋَﻠٰﻰ ﺳَﻴِّﺪِﻧَﺎ ﻣُﺤَﻤَّﺪٍ ﻃِﺐِّ ﺍﻟْﻘُﻠُﻮﺏِ ﻭَ ﺩَﻭَٓﺍﺋِﻬَﺎ ﻭَ ﻋَﺎﻓِﻴَﺔِ ﺍﻟْﺎَﺑْﺪَﺍﻥِ ﻭَ ﺷِﻔَٓﺎﺋِﻬَﺎ ﻭَ ﻧُﻮﺭِ ﺍﻟْﺎَﺑْﺼَﺎﺭِ ﻭَ ﺿِﻴَٓﺎﺋِﻬَﺎ ﻭَ ﻋَﻠٰٓﻰ ﺍٰﻟِﻪِ ﻭَ ﺻَﺤْﺒِﻪِ ﻭَ ﺳَﻠِّﻢْ
2. "Ey Allah'ım! Kalplerin tabîbi ve devası, vücutların şifası, gözlerin nûru ve ziyâsı olan Muhammed'e, âline ve ashâbına salât ve selam eyle."
(Hizbül Hakaik, 125)
.
.
حَدَّثَنَا الْحَكَمُ قَالَ: سَمِعْتُ عَبْد الرَّحْمَنِ بْن أَبِي لَيْلَى قَالَ: لَقِيَنِى كَعْبُ بْنُ عُجْرَةَ فَقَالَ: أَلاَ أُهْدِى لَكَ هَدِيَّةً؟ إِنَّ النَّبِيَّ (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ) خَرَجَ عَلَيْنَا فَقُلْنَا: يَا رَسُولَ اللهِ قَدْ عَلِمْنَا كَيْفَ نُسَلِّمُ عَلَيْكَ، فَكَيْفَ نُصَلِّى عَلَيْكَ؟ قَالَ: ”قُولُوا اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ، وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ، كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ، إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ. اللَّهُمَّ بَارِكْ عَلَى مُحَمَّدٍ، وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ، كَمَا بَارَكْتَ عَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ، إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ.“
3. Hakem"in işitip bize naklettiğine göre, Abdurrahman b. Ebû Leylâ şöyle demiştir:“Kâ"b b. Ucre, benimle karşılaşınca, "Sana bir hediye vereyim mi?" dedi ve şöyle devam etti: "Bir gün Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yanımıza geldi. Biz, "Ey Allah’ın Rasûlü! Sana nasıl selâm vereceğimizi öğrendik. Peki, sana nasıl salavât getireceğiz?" dedik. Allah Rasûlü de şöyle buyurdu:
"Allah"ım! Muhammed"e ve Muhammed ailesine, tıpkı İbrâhim ailesine rahmet eylediğin gibi rahmet et. Şüphesiz sen, övgüye en lâyık ve şanı en yüce olansın. Allah"ım! Muhammed"e ve Muhammed ailesine, tıpkı İbrâhim ailesine bereket ihsan ettiğin gibi bereket ihsan eyle! Şüphesiz sen övgüye en lâyık ve şanı en yüce olansın." deyin. ”
(Buhârî, Deavât 32; Müslim, Salât 66.)
.
.
اَللّهُمَّ اجْعَلْ صَلَاتَكَ وَرَحْمَتَكَ وَبَرَكَاتِكَ عَلَى سَيِّدِ الْمُرْسَلِينَ وَإِمَامِ الْمُتَّقِينَ وَخَاتَمِ النَّبِيِّينَ، مُحَمَّدٍ عَبْدِكَ وَرَسُولِكَ، إِمَامَ الْخَيْرِ، وَقَائِدِ الْخَيْرِ، وَرَسُولِ الرَّحْمَةِ. اَللّهُمَّ ابْعَثْهُ مَقَاماً مَحْمُوداً يَغْبِطُهُ بِهِ الْأَوَّلُونَ وَالْآخِرُونَ. اَللّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آل إبراهيم إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ. اللهم بَارِكْ عَلَى مُحَمَّد وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا بَارَكْتَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ"
4. "Ey Allah’ım! Salâtlarını, bereketlerini ve rahmetini Rasûllerin Efendisi, takva sahiplerinin imamı, nebilerin sonuncusu, rahmet Peygamberi, hayrın önderi ve imamı olan Rasûlün ve kulun Efendimiz Muhammed’e ikrâm eyle. Allahım! O’nu evvelkilerin ve sonradan gelenlerin gıpta ettiği Makâm-ı Mahmûda ulaştır.
Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed ailesine, tıpkı İbrâhim ailesine rahmet eylediğin gibi rahmet et. Şüphesiz sen, övgüye en lâyık ve şanı en yüce olansın. Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed ailesine, tıpkı İbrâhim ailesine bereket ihsan ettiğin gibi bereket ihsan eyle! Şüphesiz sen övgüye en lâyık ve şanı en yüce olansın" deyin. ”
İbn Mâce, Sünen, I, 293.
.
.
اَللّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَأَصْحَابِهِ وَأَوْلَادِهِ وَأَزْوَاجِهِ وَذُرِّيَّتِهِ وَأَهْلِ بَيْتِهِ وَأَصْهَارِهِ وَأَنْصَارِهِ وَأَشْيَاعِهِ وَمُحِبِّيهِ وَأُمَّتِهِ وَعَلَيْنَا مَعَهُمْ أَجْمَعِينَ يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ
5. "Allah’ım! Muhammed'e, âline, ashâbına, evlâdına, zevcelerine, zürriyetine, ehli beytine, hanım tarafından akrabalarına, yardımcılarına, ona ittiba edenlere, sevenlerine, ümmetine ve onlarla birlikte bütün hepimize salât eyle, ey merhametlilerin en merhametlisi!"
.
.
اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى آلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلِّمْ يَا عُدَّتِي عِنْدَ شِدَّتِي وَيَا غَوْثِي عِنْدَ كُرْبَتِي وَيَا حَارِسِي عِنْدَ كُلِّ مُصِيبَتِي وَيَا حَافِظِي عِنْدَ كُلِّ بَلِيَّتِي وَصَلِّ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰى آلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلِّمْ
6. "Allah’ım Efendimiz Muhammed’e âline ve ashâbına salât ve selam eyle.
Ey sıkıntı anlarımda destekçim.
Ey kederli anlarımda yardımcım.
Ey her musibette gözetip kollayanım.
Ey her belâ anında koruyucum.
Allah’ım Efendimiz Muhammed’e âline ve ashâbına salât ve selam eyle."
Kaynak: Yrd. Doç Dr. Veysel Akkaya, Kalplere Şifa Salavat ve Dualar, Erkam Yayınları
.
.
اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ مَنْ صَلَّى عَلَيْهِ وَصَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ بِعَدَدٍ مَنْ لَمْ يُصَلِّ عَلَيْهِ.
وَصَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ كَمَا أَمَرْتَ بِالصَّلاَةِ عَلَيْهِ.
وَصَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ كَمَا تُحِبُّ أَنْ يُصَلَّى عَلَيْهِ.
وَصَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ كَمَا تَنْبَغِي الصَّلاَةُ عَلَيْهِ.
صَلَّى اللهُ عَلَى نَبِيِّنَا مُحَمَّدٍ كُلَّمَا ذَكَرَهُ الذَّاكِرُونَ وَغَفَلَ عَنْ ذِكْرِهِ الْغَافِلُونَ
7. "Allah’ım! Muhammed'e, O’na salât edenler sayısınca salât eyle! Efendimiz Muhammed’e O’na salât getirmeyenler sayısınca salât eyle!
Muhammed’e, O’na nasıl salât edilmesini emir buyurduysan o şekilde salât eyle!
Muhammed’e, O’na salât getirilmesini sevdiğin şekilde salât eyle!
Muhammed’e, O’na nasıl salât etmek gerekiyorsa öyle salât eyle!
Allah’ım! O’nu zikredenler zikrettikçe, onu anmakta gaflete düşenler gaflet ettikçe Muhammed'e salât eyle!"
.
.
اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰى آلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ كُلِّ دَاءٍ وَدَوَاءٍ وَبَارِكْ وَسَلِّمْ عَلَيْهِ وَعَلَيْهِمْ تَسْلِيمًا كَثِيرًا
8. "Allah’ım! Efendimiz Muhammed’e ve O’nun âline, bütün dertler ve devalar sayısınca bol bol salât, selam eyle ve bereket ihsan eyle."
.
.
اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ مُفَرِّقِ فِرَقِ الْكُفْرِ وَ الطُّغْيَانِ وَ مُشَتِّتِ بُغَاتِ جُيُوشِ الْقَرِينِ وَ الشَّيْطَانِ وَ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ وَسَلِّمْ
9. "Allah’ım, küfür ve tuğyân fırkalarını parçalayıp dağıtan ve şeytanların arkadaşlarının ve şeytanın ordularını darmadağın eden efendimiz Muhammed’e ve âline salât ve selâm olsun."
İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân, XV, 595-596.
.
.
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا اِمَامَ الْحَرَمَيْنِ. اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا اِمَامَ الْخَافِقَيْنِ. اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا رَسُولَ الثَّقَلَيْنِ. اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ مَنْ فِى الْكَوْنَيْنِ وَشَفِيعَ مَنْ فِى الَّدَارَيْنِ. اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا صَاحِبَ القِبْلَتَينِ. اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا نُورَ الْمَشْرِقَيْنِ وَضِيَاءَ الْمَغْرِبَيْنِ. اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا جَدَّ السِّبْطَيْنِ اَلْحَسَنِ وَالْحُسَيْنِ عَلَيْكَ وَعَلٰى عِتْرَتِكَ وَأُسْرَتِكَ وَأَوْلاَدِكَ وَاَحْفَادِكَ وَأَزْوَاجِكَ وَاَفْوَاجِكَ وَخُلَفَائِكَ وَنُقَبَائِكَ وَنُجَبَائِكَ وَأَصْحَابِكَ وَاَحْزَابِكَ وَاَتْبَاعِكَ وَاَشْيَاعِكَ سَلاَمُ اللهِ وَالْمَلاَئِكَةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ اِلَى يَوْمِ الدِّينِ وَالْحَمْدُ للهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
10. "Allah’ın selâmı üzerine olsun ey Haremeyn’in İmamı!
Allah’ın selâmı üzerine olsun ey doğunun ve batının imamı!
Allah’ın selâmı üzerine olsun ey insanların ve cinlerin Rasûlü!
Allah’ın selâmı üzerine olsun ey iki cihanda olanların Efendisi ve şefaatçisi!
Allah’ın selâmı üzerine olsun ey iki kıblenin sahibi! Allah’ın selâmı üzerine olsun iki doğunun nuru ve iki batının ziyâsı!
Allah’ın selâmı üzerine olsun iki torunun, Hasan ve Hüseyin’in dedesi! Hesap gününe kadar Allah’ın, meleklerin ve tüm insanların selâmı sana, senin soyuna, ailene, çocuklarına, torunlarına, eşlerine, topluluklarına, halifelerine, nakîblerine, seçkin dostlarına, ashâbına, senin bölüğünden olanlara, sana tâbî olanlara, taraftarlarına olsun.
Hamd âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur."
İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân, XV, 602.