Gece Yürüyüşü
Bir gece vakti karşılaştı Melekle. Oku’mayı, esma’yı, Yaradan’ı ve varlığı öğrendi.
Gece buluşmaları devam etti. Beraberindekilerle alınları hep secdeye erdi.
Uykularını bölüp yüzünü göğe çevirdi. Ertesi gün bir şey yiyip içmemeye niyetlendi.
Ve yine bir gece yürüyüşüyle mescidler şenlendi. Uzaklar yakın oldu, göğe yükseldi. Gözün gördüğünü gönlü yalanlamadı. Ne şaştı ne aştı. Hakikate ram ayetlere teslim oldu.
And olsun, O, Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü.
***
O’nun gördüğünü tartışacak mıyız? Elbette hayır. Buradakiler sadece anlama çabası.
O sapmaz ve batıla uymaz. O hevasından da konuşmaz. Öyleyse mümine yakışan Ebû Bekir düsturunca “O söylemişse doğrudur.” demek. An içinde an’ın zaman içinde zamanın varlığını keşfetmek... İçimizden bir kulun şahit kılınışını izlemek… Ve “Subhanallah” demek. Namazın miraç oluşunu keşfetmek… “Kudüs bizim için neden önemli?” sorusunun cevabını vermek… Kudüs’e sahip çıkan ve namazını ikame edenin ayağa kalkacağı/yükseleceği bilincine ermek.
***
Kudüs bizim neyimiz olur?
Kudüs bizim göklere açılan durağımızdır. Orada nefes alır, onunla canlanır, şehitlerimizi oradan uğurlarız. Kudüs bizim sevdamız, peygamberlerle buluşma noktamız, cennete açılan kapımızdır. Kudüs bizim; gece rüyamız, gündüz sıdkımız ve namazda bitmeyen duamızdır.
***
Siyer-i Nebi dergisi 30. sayısını “İsra ve Miraç” hadisesini merkeze alarak hazırladı. Bir kutlu doğum gecesiyle yayın hayatına başlayan dergimiz, Siyer-i Nebi yürüyüşünü şevkle devam ettiriyor. Bu vesileyle emeği geçen hocalarımıza, yazarlarımıza ve çalışmalarımıza maddi manevi desteklerini esirgemeyen, dualarında bizleri unutmayan kardeşlerimize, Siyer-i Nebi dostlarına binlerce selam olsun der, hepinizi ve hepimizi Allah'a emanet ederiz.