Nurun Adı
Ceylan AKBAŞ -
9. Sınıf Öğrencisi
Ey bütün insanlığa nur Hz. Muhammed!
Sensizlik çığlığıyla ağlarken gönüller; yoksul ellerimizi açtık seni dileriz Mevla’dan.
Efendim, belki göremedik seni, ashabın gibi seni gönülden sevmeye talip olduk bu cüretimizi affeyle.
Seni bilmeden önce, yaşayan ölü gibiymiş bedenler. Tanıdıkça öğrendim, öğrendikçe kördüğüm misali bağlandı gönlüm. Avutuyorum şimdi kendimi, layık olmasam da şefaatine mazhar olur muyum ben de?
Sen umudun, nurun adısın. Bir zerre nurundan bize de nasip olsun. Sen ki merhamet timsali merhamet timsali, rahmet peygamberi Muhammedü’l- Emin’sin. Güven veren adınla ümmetin gönül tacısın.
Asırlar öncesiydi dünyaya gelişin; o ateş ki ne ateşleri söndürdü, o geliş ki ne sütunlar yıktı, o geliş ki ne canlar kurtardı topraktan. Diri diri gömülüşün zulmü, gelişinle gömüldü. Nefis ve şeytanın saltanatı gelişinle eridi. Puta tapma cehaleti yerle bir oldu. Seni görenler, dürüstlüğüne şahit olanlar, nuruna gölge düşürmeye çalıştılar. O nurda dirilmek yerine, o nurda boğulanlardan eylemesin bizi yaradan.
Seni bildikleri halde karanlıkta kalanlardan, senin mucizelerini gördükleri halde ateşe yürüyenlerden eylemesin yaradan.
Seni nasıl yok sayabiliriz efendim? Uğruna anam babam, sensizliğe yoksul bu günahkar canım feda olsun! Hiç unutamıyorum şu mübarek sözünü:
‘’Fatma benim bir parçamdır.
Göğsümün içindeki kalbimdir,
Onu inciten beni incitmiş, olur “
Muhtacım efendim, senin kızına duyduğun merhamete, şefkate, incitilmeye cüret edilemeyecek olan sevgine muhtacım!
Sensiz yetim kaldık. Mekke gibiyiz şimdi. Sana yoksul, terk edilmiş, senden kopuk, yarım kalmış Mekke gibi. İnşallah Medine’n gibi nurlu ve şerefli, bıraktığın mirasına sahip çıkan, senin yoluna bağlı olmayı nasip etsin Mevlam…