İlk müslümanlardan olup İkinci Habeşistan hicretine katıldı (616). Hicretin birinci yılı Şevval ayında (Nisan 623) Hz. Peygamber, Ubeyde b. Hâris kumandasında altmış veya seksen kişilik bir birliği Ebû Süfyân’ın idaresindeki Mekke ticaret kervanının önünü kesmek için yola çıkarmıştı. Taraflar Seniyyetülmerre’nin aşağısındaki Ahyâ suyunun yanında karşılaştı. Ok atışı dışında herhangi bir çarpışma olmadı ve Mekke kervanı hızla oradan uzaklaştı. Medine’ye hicret edebilmek amacıyla bu kervanda bulunan Utbe b. Gazvân ile Mikdâd b. Amr Mekkeliler’in kervanından ayrılıp müslüman birliğine katıldı. Böylece Utbe’nin Medine’ye hicreti gerçekleşmiş oldu. Başta Bedir olmak üzere Resûlullah’la birlikte diğer gazvelere ve bazı seriyyelere katıldı. Meşhur bir okçu olan Utbe bu savaşlarda büyük yararlıklar gösterdi.
Hz. Ömer’in halifeliği dönemindeki pek çok fetih hareketinde görev üstlendi. Halife, Sa‘d b. Ebû Vakkās’ın ordusuyla birlikte Kûfe’de bulunan Utbe’yi Araplar’ca Arzulhind diye adlandırılan Basra bölgesinin fethiyle görevlendirdi. Utbe, Sâsânîler döneminde Vehiştâbâd Erdeşîr diye bilinen şehrin harabelerinin bulunduğu yeri yaklaşık 800 kişilik bir kuvvetle zaptetti. Daha sonra buraya 5 km. mesafedeki Übülle’yi, ardından Destmîsân’ı ve Ahvaz bölgesini fethetti. Aralarında Hasan-ı Basrî’nin babası Yesâr’ın da bulunduğu birçok esir ve yüklü miktarda ganimet elde etti. Arazi yapısı ve coğrafî konumu sebebiyle burasının bölgenin ikamet için en uygun yer olacağını gördükten sonra Rahbetü Benî Hâşim denilen yerde karargâh kurdu. Bir cami ve idare binası inşa etmeye karar veren Utbe caminin planının çizimi ve inşası için Mihcen b. Edru‘u görevlendirdi. Kamıştan yapılan cami tamamlanınca burada meşhur hutbesini okudu. Birkaç yıl boyunca sadece askerî amaçlarla kullanıldığından nüfusu artmayan Basra şehri yeni grupların gönderilmesi üzerine zamanla yoğunlaştı ve bugünkü yerine taşındı.
Altı ay kadar Basra’yı yönettiği söylenen Utbe, bağlı bulunduğu bölge valisi Sa‘d b. Ebû Vakkās ile arasında anlaşmazlık çıkınca idarî konularda Mücâşi‘ b. Mes‘ûd’u, namaz kıldırmak üzere Mugīre b. Şu‘be’yi vekil bırakarak Hz. Ömer’le görüşmek için Medine’ye gitti. Durumu arzedip yönetimden affını istediyse de halife bunu kabul etmedi ve ona görevinin başına dönmesini emretti. Geri dönmek zorunda kalan Utbe yola çıkarken, “Allahım, beni bir daha Basra’ya döndürme!” şeklinde dua etti. Necid yolundaki Ma‘din-i Benî Süleym (Rebeze) mevkiinde bineğinden düşerek elli yedi veya elli dokuz yaşında öldü.