Bütün Yönleriyle Cahiliyye – Prof. Dr. Ramazan Altıntaş


Cahiliyye Devri, mal çokluğuna ve kabile nüfuzuna dayanan, ensâb ilminin geliştiği bir ortamda nesebi karmakarışık eden uygulamaların yer aldığı bir dönem. Kocası ölen kadınların, üvey oğullarına miras kaldığı, kız çocuklarının diri diri gömüldüğü bir devir. Dişileri Allah’a bırakıp erkekleri kendilerine ayıran, çeşitli vesilelerle develeri himaye edip, kutsallaştırıp, ortaya salan, diğer yanda yetimlerin, güçsüzlerin ve kölelerin haklarını gözetmeyen, hüküm ve karar mercii olarak kendini gören bir yapı. Hem Allah’a hem putlara tapınıyormuş gibi yapıp aslında kendi hevâlarını göklere çıkartan aristokrat bir sosyal oluşum.

Bu vahşeti doğuran şey, şüphesiz arkasındaki batıl itikat anlayışıdır. Allah’ı gereği gibi takdir edemeyen Allah’a “Rabb”lık hakkını vermeyen bir zihni yapı, kullara nasıl hakkını verebilir?

Pek çok çelişkiyi bünyesinde barındıran Mekke Dönemi Cahiliyye toplumu,  kendini köklü bir geleneğin sahibiymiş gibi göstermekte, buna dayanak olarak da atalar dininin arkasına saklanmaktadır. Gerçek ve hak olan ataları İbrahim, İsmail ve İshak peygamber onlara hatırlatıldığında ise onlardan ve yeni Peygamberlerinden yüz çevirmekte, dahası düşmanca bir tavır sergilemektedirler.

Aristokrat, batıl ve körü körüne bir taklitten öte geçmeyen Cahiliyye, sadece İslâm öncesi dönemin adı değildir elbette. O bir zihniyet ve bir paradigmadır.

Her devirde örneklerine rastlanan, günümüzde ise halen devam eden bir olgudur. Dikkatle bakan bir göz, müntesiplerini her çağda ve her coğrafyada görebilecektir.

Bazı âlimlerimiz o dönemin çirkinliklerini anlatmayı dahi hoş görmemişler,  batılın tasvirinden şiddetle kaçınmışlardır. Batılın tasviri bazı mahzurları barındırmaktadır şüphesiz. Örneğin uyuyan zihinleri uyandırabilir, çirkinlikleri uygulayanlara güç katabilir. Ancak cahiliyyeyi, sadece yaşanan olaylar üzerinden değerlendirmek yerine, Hz. Peygamberin doğduğu ortamın basit yalın hayatına karşılık şirkin her çeşidinin görüldüğü, zihnin karmakarışık olduğu bir kaos ortamı üzerinden değerlendirmek gerekecektir. Kız çocuklarının diri diri gömülmesi, olayın en vahşi boyutudur evet ama cahiliyyeyi sadece bu örneğe indirgemek bizi dar kapsamlı sonuçlara ulaştırabilir. İşte Cahiliyye’yi tüm yönleriyle ortaya koyan bir kitap.

Bütün Yönleriyle Cahiliyye Kitabı üç ana bölümden oluşmakta.

1. Bölüm, “Cahiliyye Kavramı” başlığını taşıyor. Bu bölümde “Cahiliyyenin Boyutları” hakkındaki görüşlere yer verilmiş ve bu kavramları tanımada önemli yer işgal eden belli başlı ıstılahlar (sanem, erbâb, cibt gibi) derinlemesine incelenmiş.

2. Bölüm, “Dini Hayat” başlığını taşıyor. Kitabın bel kemiğini oluşturan bu bölümde cahiliyenin itikadî yapısı masaya yatırılmış, Risaletin mahiyetine ilişkin eleştiriler, cahiliyye insanının ahiret inanışları, Melek, kader anlayışları Kur’ân-ı Kerim merkezli bir yaklaşımla âyet-i kerimeler rehberliğinde ortaya konmuş.

3. Bölüm, itikadî düşüncenin yansıması olan “Sosyal Hayat”ı ele alıyor. kişisel şeref unsurları, örf ve adetler, kadının yeri gibi konular başlıklardan sadece bir kaçı.

Cahiliyye Terimi “cehalet” kelimesinden türeyen bir kelimedir. Günümüzde ise bu kelime sadece okur-yazar olmama anlamına hapsedilmiştir. Geniş bir kaynakçanın yer aldığı eserin sonuç bölümünde Prof. Dr. Ramazan Altıntaş kitap boyunca anlatmaya çalıştığı bu konuyu şu cümlelerle özetlemiş:

“İslâm nazarında Allah’ı ikrar etmeyen bir fert, cahil olarak nitelendirilir. Cahilliğin salt, okuma yazma ile bir ilgisi yoktur. Cahiliyye içerisinde yaşamak bir isyankâr tutumdur. İnanç anlamında cahiliyyeyi yaşayan bir ferdin yaptığı iyi amellerin, ahirette faydası olamayacaktır. Bugün teknoloji ve bilim alanında ileri adımlar atıldığı halde, beşerin içerisine düştüğü sosyal ve inanç boyutlu yaşantı cahiliye dönemini aratmayacak bir noktaya ulaşmıştır. Bunun için cahiliye konusu aktüalitesinden bir şey kaybetmemiştir.”

Cahiliyye’yi tanımak niçin önemlidir? sorusuna ise yazar şu cümlelerle cevap veriyor. “Cahiliye sadece insanlık tarihinin yaşanan bir kesiti değildir. Bu dönem eğer göz ardı edilecek olursa, İslâm öncesi o karanlık çağ yeniden yaşanabilir ve insanlık için bir felaket olabilir. Ayrıca cahiliyyeyi tanımadan İslâm’ın kıymetini bilmek zordur. Bunun için Raşid halifelerden Hz. Ömer (ra) ‘İslâm’da cahiliyyeyi bilmeyenler türeyince İslâm’ın düğümleri teker teker çözülür.’ demiştir.”

Ramazan Altıntaş 1990 yılında yüksek lisans olarak hazırladığı “Nübüvvet Öncesi Cahiliyye Toplumu” adlı çalışmayı geliştirerek kitap olarak sunmuş bizlere. Halen Cumhuriyet Üniversitesi Kelam Anabilim Dalında Öğretim Üyesi olarak görev yapan yazarın,İslâm Düşüncesinde İşlevsel Akılİslâm Düşüncesinde Tevhid ve Estetik ilişkisiKur’ân’da Hidayet ve Dalâlet gibi pek çok eseri bulunmaktadır.

Kitabın Künyesi:

Kitabın Adı: Bütün Yönleriyle Cahiliyye

Kitabın Yazarı: Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Yayınevi: Pınar Yayınları

Basım Yeri ve Yılı: İstanbul, 2007.

Yazar: 

Yeni yorum ekle

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.