Hicret tevhit şulesi, tabuları yıkmaktır
Zifiri karanlıktan aydınlığa çıkmaktır
Hicret iman güneşi, ümidin çerağıdır
Vahdetin gül çeşmesi, hakikat durağıdır
Hicret şirkin zehrini idrâklerden koğmaktır
Yesrib’in üzerine güneş gibi doğmaktır
Hicret zulmetten nura, kardeşliğe akmaktır
Veda tepelerinden Medine’ye bakmaktır
Hicret cihad-ı ekber, köprüdür selâmete
Gözü gibi bakmaktır mukaddes emanete
Hicret anka misali, küllerinden doğmaktır
İmanın ziyasıyla karanlığı boğmaktır
Hicret vahdet ağacı, tutunulan daldır o…
Yesrip’ten Medine’ye giden kutlu yoldur o…
Hicret teslimiyettir, zincirleri kırmaktır
Kavruk Hicaz çölünde medeniyet kurmaktır.
Hicret vuslat neşesi, aşka açılan kapı…
İman coğrafyasında mübarek, nurlu yapı…
Hicret tebliğde milât, takvim onunla başlar
Kavuşma sevinciyle gözlerden akar yaşlar
Hicret selâmet yurdu, davete icabettir
Gurbet sıladır şimdi, gayri sıla gurbettir
Hicret Hakk’ta yok olmak, vahdette çoğalıştır
Hakikat nazarında bir verip bin alıştır
Hicret kutlu yolculuk, öz yurdundan firaktır
Onunla uzak yakın, yakınlar pek ıraktır
Hicret kaçış değildir, dosta doğru gitmektir
Hasret ateşinde köz, yanıp yanıp tütmektir
Hicret bir şah damardır, kalp göğünde güneştir
Gönül sahralarını yakan kızgın ateştir
Hicret genişlemektir, ebedî inşirahtır
İslâm’ın gür sesidir, göğü kuşatan âhtır
Yeni yorum ekle