Kays b. Âsım cahiliye dönemi şairlerinden olup Temimoğlulları kabilesine mensuptur. Temimoğulları zekat vermeyi reddedip başkaldırınca Hz. Peygamber hicretin 9. senesinde (630) Uyeyne b. Hısn el-Fezârî önderliğinde 50 kişilik bir müfreze hazırladı. Temimoğullarına ani bir baskın düzenleyen müfreze elli kişiyi esir alarak Medine’ye getirdi. Bunun üzerine aralarında Kays b. Âsım’ın da bulunduğu bir heyet elçi olarak Medine’ye geldi. Hz. Peygamberle yapılan görüşmeler neticesinde esirler serbest bırakıldı. Kays ve beraberindekiler de Müslüman oldu. Hz. Peygamber Kays için “Bu bedevîlerin efendisidir” buyurarak iltifatta bulundu ve onu Benî Kays kabilesine zekat amiri olarak tayin etti.
İrtidat olaylarının vuku bulduğu Hz. Ebû Bekir döneminde Kays b. Âsım’ın Medine yönetimine bağlılık göstermediği ve irtidat ederek Secâh et-Temîmiyye’ye katıldığı da rivayet edilmektedir. Buna göre Halid b. Velid, kendilerini peygamber olarak ilan eden Secah ve Müseylimetülkezzâb’ı yakalamak için Yemâme’ye gittiğinde burada bulunan Kays b. Âsım’ı da esir aldı. Ancak burada bulunma amacının esir tutulan oğlunu geri almak olduğunu, irtidat etmediğini söylemesi üzerine serbest bırakıldı.
Kays b. Âsım şairliğinin yanı sıra iyi bir hatip olarak da tanınırdı. Kays b. Âsım’ın Kisrâ’nın huzurunda yaptığı konuşmayla büyük bir beğeni ve takdir toplamıştı. Onun Hîre Hükümdarı Nu‘mân b. Münzir’e gönderilen müfâharet heyeti içerisinde yer aldığı da bildirilmektedir.
Müslüman olmadan önce içki içmemesi, fakat kız çocuklarını diri diri gömmesiyle tanınan Kays b. Âsım yaptıklarını Hz. Peygamber’e anlatmış, o da kendisine öldürdüğü her kızı için bir köle âzat etmesini veya deve kurban etmesini emretmiştir. Bir gün Rasûl-i Ekrem’i çocuklardan birini severken görmüş ve kendisinin birçok kızı olmasına rağmen hiçbirini kucağına alıp sevmediğini söylemiştir. Kays’ın kızlarından birini nasıl diri diri gömdüğü kendisine anlatıldığında Hz. Peygamber çok hüzünlenerek ağlamış ve, “Bu katı kalpliliktir, merhamet etmeyen kimseye merhamet olunmaz” demiştir.