İhvan çizgisindeki önemli İslamcı figürlerden olan, Sudan Halk Kongre Partisi Lideri Hasan Turabi, tedavi gördğü Hartum'daki hastanede hayatını kaybetti.
Dünya Bülteni'nde yer alan habere göre: Sudan Halk Kongre Partisi Lideri Hasan el Turabi, tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Sabah saatlerinde Turabi'nin beyin ölümününün gerçekleştiği ve bitkisel hayata girdiği duyurulmuştu.
İhvan çizgisindeki önemli İslamcı figürlerden olan Hasan Turabi uzun yıllar Sudan siyasetinde etkili olmuştu.
HASAN EL TURABİ KİMDİR?
Hasan el Turabi 1932 yılında Sudan'ın Kassala şehrinde doğdu. Hasan el Turabi, Fransa ve İngiltere'de hukuk eğitimi gördü. Sudan'daki Müslüman Kardeşler'in içerisinde yer aldı ancak bir süre sonra cemaatten ayrı olarak İslami Milli Cephe'yi kurdu. 1970'li yıllardan itibaren dünyadaki bütün İslami akımları etkileyen bir teorisyen olarak tanınmaya başladı. Sudan'da 1989 yılında gerçekleştirilen "Milli Selamet Devrimi"nin teorisyeni olarak bilindi. Milli Meclis'in başkanlığını yaptı.
1969 askeri darbesiyle iktidara gelen Cafer Nuymeri'nin 1983 yılında şeriatı uygulamaya koymak istemesi üzerine 1972 Addis Ababa Anlaşması'yla sona eren iç savaş tekrar başladı. Numeyri'nin 1985'te kendi hükümetinin savunma bakanı tarafından devrilmesinin ardından 1986 yılında genel seçimler yapıldı.
Seçimler sonucunda Ümmet (Umma) Partisi lideri Sadık el Mehdi başkanlığındaki koalisyon hükümetleri iktidarında geçen kısa süreli sivil yönetim, tuğgeneral Ömer el Beşir liderliğinde 1989'da gerçekleştirilen askeri darbeyle (Milli Selamet Devrimi) sona erdi. Ömer el-Beşir, beklenmeyen bir kararla 12 Aralık 1999'da yeni bir darbe yapıp Milli Meclisi feshetti.
Ülkenin ikinci adamı Turabi, gözaltına alınıp hapse atıldı. İki yıl hapis cezasından sonra evinde ikamete mecbur edildi ve gözlem altında tutuldu. 2003 sonbaharında serbest bırakılan Turabi şiddetli muhalefetine devam edince, 31 Mart 2004'te yönetimi değiştirmek için darbe hazırlığında olduğu gerekçesiyle kendisine yakın bazı subaylarla birlikte gözaltına alındı.
Bir müddet cezaevinde kalan Turabi, 30 Haziran 2005'te serbest bırakıldı. Devrimden önce yedi, sonra da beş yıl cezaevinde kalan Turabi'nin kaleme aldığı eserler, İslam dünyasında ve Batı'da uzun dönem ilgiyle takip edildi.
Hasan El Turabi'nin dostları, siyasetten elini çekip mütefekkir olarak düşünce ve fikirleriyle devleti şekillendirme teklifinde bulunmuşsa da bütün ısrarlara rağmen Turabi, bu teklifi kabul etmedi.
Sudan Halk Kongresi'nin liderliğini yapan Turabi, Arap dünyasında birçok ülkenin anayasa çalışmalarında yer aldı. Liberal bir İslami anlayıiı savunan Turabi, bugünlerde mevcutları yetersiz bulduğu gerekçesiyle bir Kuran-ı kerim tefsiri üzerinde çalışıyordu
TURABİ'Yİ OKUMAK
Dünya Bülteni Genel Yayın Yönetmeni Akif Emre, 1999 yılında Yeni Şafak'ta yayınlanan Turabi'yi anlattığı portre yazısında, 'Turabi''yi iyi okumak' başlığı altında şunları yazmıştı:
"Turabi, siyasete doğrudan girdiği 1964 yılından bu yana sürekli olarak, hemen her yönetimin hem arkasında olacak kadar içinde, hem de doğrudan sorumluluk almayacak kadar dışarda duruşuyla dikkat çekti. Hemen her devrimin bir şekilde içinde bulundu, onları geriden yönlendirmeye çalıştı. İpleri kontrol edemediğini farkettiği durumlarda da hiçbir sorumluluğu olmayan biri gibi ilişkiyi istediği zaman kopardı. Ancak siyasete doğrudan girmediği dönemlerde bile Sudan''ı yönetenlerin bir şekilde Turabi faktörünü dikkate almaları gerekecekti; bu ağırlığını her zaman için korudu.
Devrimci yanıyla uzlaşmacılığı aynı anda bu denli uyum içinde götüren bir siyasi "deha" az bulunur. Nerede uzlaşmacı nerede devrimci yanını öne çıktığını kestirmek her zaman için mümkün değil. Ancak, siyasi anlamda pragmatist nitelemesini yüklemek de mümkün gözükmüyor. Zira içinde yaşadığı toplumun sosyolojik şartlarına karşılık gelecek bir siyasi çizgiyi yakalamada kendi içinde sürekli olarak bir tutarlılığı gözettiği söylenebilir. "
Yeni yorum ekle