Ebû Berze ilk müslümanlar arasında sayılmaktadır. Hayber ve Mekke’nin fethi ile Huneyn Gazvesi’nde bulundu. Ayrıca yedi sekiz gazveye katıldı. Hz. Peygamber onunla Ebû Bekre arasında kardeşlik bağı kurdu. Hz. Peygamber’in vefatından sonraki dönemlerde Basra’ya yerleşti. Horasan fetihlerine iştirak etti. Sıffîn’de Hz. Ali tarafında yer aldı; onun Hâricîler’le yaptığı Nehrevan Savaşı’na ve Mühelleb b. Ebû Sufre’nin Ezârika ile yaptığı savaşa katıldı. I. Mervân ve Abdullah b. Zübeyr dönemlerinde müslümanlar arasında çıkan ihtilâflardan ve bu ihtilâfların yol açtığı üzücü olaylardan son derece etkilendi. Kendisi bu çekişmelerin dışında kaldığı gibi çevresindekileri de uzak tutmaya çalıştı. Bunca kargaşaya sebep oldukları için Kureyşliler’e karşı duyduğu kızgınlıktan dolayı Allah katında mükâfat almayı umduğunu söylerdi. Hz. Hüseyin şehid edilip başı Yezîd b. Muâviye’ye getirildiğinde Ebû Berze orada bulunuyordu.
Ebû Berze’nin nerede öldüğü kesin olarak bilinmemektedir.
Müsamahakâr bir insan olan Ebû Berze dinde kolaylık göstermenin esas olduğunu söylerdi. Ahvaz’da Hâricîler’le savaştığı günlerde devesinin yularını tutarak namaz kılarken deve onu kıbleye doğru çekti, o da arkasından yürüdü. Bu davranışını ayıplayan bir Hâricî’ye Hz. Peygamber’in sohbetlerinde bizzat bulunduğunu, onunla birlikte savaşlara katıldığını, kendisinden hep kolaylık gördüğünü ve kendisinin de bu anlayışı benimsediğini söyledi.
Ebû Berze fakirlere, yetimlere ve kimsesiz kadınlara karşı son derece merhametli davranır, onlara sabah akşam yemek vermeye çalışırdı. Çok ibadet eder, gece namazlarına aile fertlerini de kaldırırdı.