Şevval Müjdesi
عَنْ أَبي أَيوبِ رضِيَ اللَّه عَنْهُ ، أَنَّ رسول اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قَالَ : « مَنْ صَامَ رَمَضانَ ثُمَّ أَتَبَعَهُ سِتًّا مِنْ شَوَّالٍ كانَ كصِيَامِ الدَّهْرِ »
Ebû Eyyûb radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Ramazan orucunu tutan ve buna şevvâl ayında altı oruç daha ekleyen kişi, bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi olur. “
(Müslim, Sıyâm 204. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 57; Tirmizî, Savm 53; İbni Mâce, Sıyâm 33)
Ne güzel bir dinimiz var. Müjdelerle dolu. Ramazan bu müjdelerin en yoğun olduğu bir ay. Sanki bir rahmet treni. Bâzen Otuz, bâzen yirmi dokuz vagonlu. Her vagonu ilâhî rahmet muştusu. Fakat bu güzel dinde müjdeler tek bir ayla sınırlı değil. Tıpkı kulluğun da belli zamanlarla sınırlı olmadığı gibi. Rabbimiz (c.c), “Sana yakîn; (yani kesin bilgiye ulaştıran ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!” buyuruyor. (Hicr:99) Kulluk devam ettikçe, Merhametlilerin En Merhametlisi olan Allah’ın rahmet tecellileriyle karşılaşmaya devam ediyoruz. İşte Şevvâl ayı. Rahmet sağanağı Ramazan ayından çıkınca garip bir burukluk sarıyor ruhumuzu. Bir dahaki Ramazan ayına kavuşmak nasip olacak mı bilmiyoruz. İbâdet coşkumuz azalır gibi oluyor. Fakat Şevvâl ayı imdadımıza yetişiyor. Ramazan ayından sonra kaybettiğimizi sandığımız oruç zevki bu ayda bize geri veriliyor. Bu ayda altı gün daha oruç tutarsak bütün seneyi oruçlu geçirmiş sayılacağımız müjdeleniyor bize. Allah (c.c)’ın En Büyük Müjdecisi (sas)’nin diliyle. Bize de bu altın fırsatı değerlendirmek düşüyor.
Yüce Rabbimizin ne muhteşem ikramları var kullarına. Meselâ yapılan iyiliklere kat kat sevap yazma. Öyle buyuruyor Yüce Kur’an’ında: “Kim bir iyilik getirirse, onun (en az)on katı sevap verilir ona.” (En’am:160)Bu müjdeyi Allah’ın Sevgili Elçisi (sas) şöyle dile getiriyor Hadis-i şerifinde: “Sizden birisi Müslümanlığını güzel yaşarsa, yapacağı her bir iyilik on katından yedi yüz katına kadar katlanarak yazılır. Yapacağı her bir kötülük ise aynıyla yazılır. Bu durum kul Allah’a kavuşuncaya kadar devam eder.” (Buhârî, İman:31 Müslim, İman:205) Sevgili Peygamberimiz (sas) benzer bir Hadis-i şerifte, “Kim bir iyilik yapmaya niyet eder de yapamazsa, o kimseye o iyiliği yapmış gibi bir sevap yazılır… Kim de bir kötülük yapmaya niyet eder; fakat onu yapmazsa ona günah yazılmaz…” (Müslim, İman:206 ; Ahmed, Müsned: 2/314)
Rahmet dini İslam’da yapılan iyiliklerin en az on katıyla karşılık bulduğunu öğrenmiş olduk. Şimdi bu kuralı Ramazan ve Şevval ayında tutulan oruçlara uygularsak, bu oruçların nasıl bir seneye karşılık geldiğini de öğrenmiş oluruz. Burada yapılmak istenen insanları tüccar mantığıyla sevap günah sayımıyla meşgul etmek değil; kulluk coşkusunu sürekli kılıp onları daha çok iyilik yapmaya teşvik etmektir. Şimdi bu konuda Söz Sultanı (sas)’na kulak verelim: ‘’Bir ay (Ramazan) orucu,on aya bedeldir.Onlardan sonraki altı gün oruç iki aya bedeldir.İşte böylece yılın tamamı oruçlu geçirilmiş olur.’’ (Dârimî,Sünen,Savm:44 No:1762; İbn Mâce Sıyâm:33) Bayram sevincinin coşkuyla yaşanması için oruç tutmanın yasaklandığı Ramazan bayramının ilk günüyle kurban bayramının dört günü de hesâba katılınca bir yıllık oruç hesabı tamamlanmış olur: (30×10=300) (6×10=60) (300+60=360) (360+5=365) Ramazan ayının yirmi dokuz gün sürdüğü yıllarda bu hesap üç yüz elli beş (355) gün etmekte; bu sefer de güneş yılından 10-11 gün eksik olan ay yılına; yani kameri takvime göre hesap tamam olmaktadır. Bir kölenin, efendisinin ihsanlarını sayıp dökmesi nasıl ki şükrân-ı nimetten sayılırsa; biz kulların da Rabbimizin ihsanlarını böylece sayıp ortaya koymamız şükrümüzün gereklerindendir.
Son sözümüz şudur: Kaçan fırsatlar, kafesten uçan kuş misâli bir daha ele geçmez. Son pişmanlık da insana fayda vermez. Öyleyse gelin, Rabbimizin önümüze serdiği şu muhteşem fırsatı; yani Şevval’de tutulacak altı gün oruçla bütün seneyi oruçlu geçirmiş sayılma fırsatını kaçırmayalım. Bu orucun bayramın hemen ardından peş peşe tutulması daha faziletli olmakla birlikte, ay içerisinde aralıklı tutulması da mümkündür. (İlmihal (I-II) Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara,2006 cilt:1 shf:386) Haydi Müslümanlar! Şevval müjdesine koşalım.