SIĞINAK
Yazar: Esma ÇOBAN
Her insanın bir sığınağı olmalı şu hayatta. Kalbini yoran ve kendini göğüs kafesinin dışına atmak istemesine sebep olan her şeyden uzaklaştırabilecek bir sığınak...
Resûlullah’ın Hira'sı gibi meselâ, ya da yedi uyuyanların mağarası... Belki dışarıda mâni olamadığı çirkinliklerden kaçıp kurtulmak belki de sadece kendi kabuğuna çekilme arzusuyla... Nihayetinde kendini ait hissetmediği ortamdan, çağdan ve dahî dünyadan kendini soyutlama maksadı gereği...
Kimi içinde kurmuştur Hira 'sını bu sayede ne kadar kalabalıklar içinde kaybolsa da kendi içinde, sığınağında güvendedir. Bazen de bir insan bir insana sığınak olur. Tıpkı Efendimize sığınaklığı gibi Hz. Hatice'nin... Hani insan, o olmazsa soluğum kesilir de yaşayamam kör olur da göremem sanır ya. Kaybedince anlar hani öyle olmadığını, hiçbir canlının hiçbir canlıya bu kadar muhtaç olmadığını... Hatırlatır ya hani Rabbi... İşte ancak o zaman gerçek sığınağını bulur. Gerçek sığınağı Rabbi olanlar yalnız onunla huzur bulur, O'nunla bir olunca güvende olur. Başını koyduğu seccadesi bulunduğu dünyadan bambaşka bir dünyaya geçiren bir geçit kapısıdır onun için. En güvenli limanı ise secdeleridir. Secdelerine demir atar en güzel dualarıyla, en ümitvâr haliyle...
Evsiz kalmış başlar gibi sığınaksız kalan ruhlar ise harap olmaya mahkumdur biraz da bu dünyada. Nasıl ki bir ev içindekileri gelecek türlü fiziki zararlardan korursa bu dünyadaki sığınaklarımız da kalbimize en çok da ruhumuza gelecek bütün zararlardan muhafaza eder bizi, tıpkı bir zırh, bir kalkan gibi... Korumasız kalır sığınaksız insan bu yüzden, türlü yaralar alır, canı acır. Doğru ilaçla tedavi edilmezse eğer kalıcı yaralara dünüşür. Bir daha dönüşü olmayacak yaralar...
Ne yazık ki her zaman Hira'da kalma imkanımız yoktur. Çıkmak ve dünyanın kirli yüzüyle yüzleşmek gerekir. Her ne kadar çıkınca taşlanıp yara alacağını da bilsen içindeki o umut ve Rabbine olan inancınla dışarı çıkıp dünyanın hoyrat savaşçılarıyla savaşman gerekir. Kendin ve Hira 'na sığınmış herkes için...
Ama düşüp dizlerini kanatınca ve ruhun hırpalandığında yine ilk koştuğun yerdir orası. Yaralarını tedavi ettiğin, ruhunu iyileştirdiğin yer...
İnsan eğer yolunu unutmazsa ve ebediyyen terk etmezse sığınağını, ayrılsa da kalbinde ve dahi ruhunda taşırsa eğer, Hira'sı onu sonsuza dek koruyup iyileştirecektir.
Çünkü Hira kendisi, kendisi de Hira'dır...